Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1306 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 17317 - Esas Yıl 2012
Davacı ... vek. Av. ... ile davalı ... vek. Av. ... arasında görülen dava hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.12.2011 gün ve 476-507 sayılı hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 26.06.2012 gün ve 5073-10496 sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Mahkemece davacı ...'ın ... İcra Müdürlüğü'nün 2008/7331 E. sayılı takip dosyasına dayanak 16/05/2008 tanzim, 01/06/2008 vade tarihli 92.000,00 TL bedelli senetten ve bu senedin dayanağı takipten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra dairesine yapılan ödemelerin istirdaden davalıdan tahsiline, takip tutarı olan 99.762,03 TL üzerinden %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen kararı, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 26/06/2012 günlü kararı ile davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığı gerekçeleri ile bozulmuş olup, bu karara karşı davalı vekilinin karar düzeltme itirazı ile yapılan inceleme sonucunda;Davacı borçlu dava konusu takip dosyasına vermiş olduğu, 22/09/2008 tarihli ekinde nüfus hüviyet cüzdanı fotokopisi bulunan imzalı dilekçesinde "Takibi ve borcu kabul ile birlikte her türlü yasal süreden feragat ediyoruz. Söz konusu şahsa borcum vardır. Borcumuzu imkanımız elverdiği ölçüde ödeyeceğiz" demiştir. Hal böyle olunca mahkemece öncelikle davacının bu kabul dilekçesi üzerinde durulup karar yerinde irdelenip tartışılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözerdı edilerek yemin davetine icabet edilmemesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi, istirdadına karar verilen bir kısım var ise bunun hükümda gösterilmemiş olması da kabul şekli ile doğru değildir. Öte yandan 26/06/2012 tarihli bozma kararında belirtildiği üzere kabul şekli ile de davacı yararına % 40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesi de doğru değildir. Açıklanan bu nedenlerle hükmün bozulması gerekirken ilamda yazılı nedenlerle kararın bozulduğu anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan bu gerekçelerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 26/06/2012 gün 2012/5073 E. 2012/10496 K. sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün açıklanan bu nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 24.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.