MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili şirket aleyhine davalı yanca kambiyo senetlerine dayalı olarak icra takibine girişildiğini, müvekkilinin icra dosyasındaki borcu taksitler halinde ödediğini, icra müdürlüğünce takip tarihinden ödeme tarihine kadar “%27” olarak sabit faiz hesaplandığını, oysaki kambiyo takiplerinde faiz oranlarının değişkenliği nazara alınarak faizin hesaplanması gerektiğini, buna göre müvekkilinden fazla para tahsil edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.135,48 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının icra dosyasındaki borcunu ödediğini, icra takibinde istenen faiz %27 olup, değişken ya da reeskont faizi olmadığını, sabit faizin istendiğini, ayrıca hesaplamanın icra müdürlüğünce yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının takipte talep etmiş olduğu faizin, T.C. Merkez Bankası'nın kısa vadeli avanslarda uyguladığı faiz olduğu, takipten sonra 3095 sayılı Kanunun 2. maddesi gereği kademeli olarak faizin uygulanması icra dairesinin görevinde olup, icra dairesinin faizlerdeki artışa veya düşüşe göre faizi hesaplaması gerektiği gerekçesiyle, taraflarca sabit bir faiz oranı belirlenmediğinden bilirkişi raporundaki değişken faiz oranı üzerinden yapılan hesaplamaya göre, davacının icra dosyasına fazla yatırmış olduğu 11.135,48 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, İİK.nun 72/7. maddesine dayalı istirdat davasıdır. Anılan yasa hükmüne göre; "takibe itiraz etmemiş veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geri alınmasını isteyebilir.” Görüldüğü gibi istirdat davasının ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir.Somut olayda; ödeme 23.02.2010 tarihinde yapılmış olup, istirdat davası 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra 03.03.2014 tarihinde açılmıştır. Bu durumda, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.