MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Yerel Mahkemece, davanın davalılar ... ve ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden ise kısmen kabulüne dair 17.07.2012 tarihli kararı, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 24.10.2013 tarihli 2013/11946-16586 E.K sayılı ilamı ile bozulmuştur. Uyulan bozma ilamında; “..Mahkemece 30.03.2007 tarihinde verilen ilk kararda “Açılan davanın kabulüne, ... İcra Müdürlüğünün 2006/235 esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin 10.184,86 YTL asıl alacak ve 775 YTL faiz, 20,14 YTL BSMV olmak üzere toplam 10.900 YTL üzerinden devamına, bu miktar üzerinden %40 icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuş, anılan bu hüküm sadece davalı şirket tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 26.06.2008 günlü ilamıyla temyiz eden şirket yararına bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak araştırma yapılmış ise de iş bu temyiz incelemesine konu 17.07.2012 günlü ikinci kararda, ilk kararı temyiz etmeyerek haklarında hüküm kesinleşmiş olan davalılar, ..., ... ve ... hakkında yeniden hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan ilk kararı temyiz edip hüküm yararına bozulan davalı şirketin karar başlığında davalı olarak gösterilmemiş olması da doğru değildir.” denilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı asıl borçlu şirket ve ... nin borcun teminatı olarak ipotek tesis ettikleri, İİK45 maddesi gereğince rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği gerekçesiyle, davanın davalı ... ve ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden ise, mahkemece verilen 30/03/2007 tarihli hüküm kesinleşmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozmanın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, Mahkemenin 30.03.2007 gün 2006/136 Esas ve 2007/73 Karar sayılı davanın kabulüne yönelik olarak verilen önceki hükmünü sadece davalılardan ... vekili temyiz etmiş, davalı ... temyiz etmemiş olup temyiz etmeyen davalı yönünden önceki karar kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece, bu yönden davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeden davalı ... hakkındaki davanın reddi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine. (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.