Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13002 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 328 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılama sonunda mahkeme ilamında yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, davalı vekilince süresinde temyiz edilmesi üzerine gereği görüşülüp, düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davacı ile davalı arasında imzalanan 29.12.2005 tarihli sözleşme ve aynı tarihli protokol ile, davalıya bayilik verildiğini, 29.12.2005 tarihli protokolün 8.maddesi gereğince davalının sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren her yıl 1600 m³ olmak üzere akaryakıt satın almayı taahhüt ettiğini, eksik alınan her m³ akaryakıt için 30 USD cezai şart öngörüldüğünü, sözleşmenin devam ettiğini, 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında toplam 8000 m³ akaryakıt alım taahhüdünde bulunan davalının, taahhüdünün 4.166 m³ 'ünü yerine getirmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 25.000 USD cezai şart alacağının, 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, yanlar arasında 29.12.2005 tarihli protokol ile 03.01.2006 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin 5 yıllık süre için yapıldığını, 5 yıl sonra sözleşmenin hem süre hem de Rekabet Kurulu'nun 2002/2 sayılı tebliğinin değişmesi üzerine yanlarca sonlandırıldığını, sözleşmenin 13.maddesinde belirtilen hallerde davalının, davacıya cezai şart ödemeyi taahhüt ettiğini, cezai şartın gerçekleşmediğini, davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalının kapasitesinin çok üzerinde satış yaptığını, bir an için davacının haklı olduğu düşünülse dahi, sözleşmenin 23.maddesi ile cezai şart tutarının 10.000 USD ile sınırlandırılmış olduğunu, davacının eksik alımdan dolayı bayiinin kusurlu olduğunu kanıtlaması gerektiğini, sözleşmenin haklı nedenle sürenin sona ermesi nedeni ile bozulduğuna göre ceza koşulunun istenemeyeceğini, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın borçlunun iktisaden mahvına sebep olacak derecede ağır ve yüksek olması halinde, sözleşmenin adap ve ahlaka aykırı olacağı, bu durumda sözleşmenin tamamen ya da ilgili maddelerinin iptal edileceğine dair Yargıtay içtihatları bulunduğunu, davacının istemlerinin zaman aşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporları doğrultusunda; yanlar arasında 29.12.2005 tarihinde düzenlenen Bayilik Protokolü ve Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi'nin, Rekabet Kurulu'nun 14.02.2002/2002-2 sayılı Tebliğinin 5/A maddesi uyarınca 29.12.2010 tarihi itibari ile sonlandırıldığı, davalının protokolün 8.maddesi ile eksik alımda m³ başına 30 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiği, davalının taahhüdünden 3.398 m³ eksik akaryakıt alımı yaptığını, cezai şart bedelinin 3.398 m3x30 USD = 118.140 USD bedele tekabül ettiği gerekçesiyle, protokolün 8.maddesi uyarınca ve davacı talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı 25.12.2005 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca her yıl için 1600 m³ ürün alımı konusunda davalının taahhüdü olduğunu, sözleşmenin 5 yıl sonra Rekabet Kurulu kararı ile sona erdiğinde, davalının eksik ürün alımı nedeni ile sözleşmede öngörülen cezai şartı ödemesi gerektiğini belirterek, cezai şart isteminde bulunmuştur. Sözleşmede 2005 yılından itibaren her yıl 1600 m³ ürün alınacağı taahhüt edilmiştir. Eksik alınan üründen sonra ihtirazi kayıt konulmadan yeniden ürün verilmesi ve sözleşmenin ifasına devam edilmesi halinde TBK'nın 179/2.maddesi (BK 'nın 158/2 md) gereği geçmiş yıllara yönelik olarak cezai şart isteminde bulunamayacağından, mahkemece davacının ürün verdiği zamanlarda ihtirazi kayıt ileri sürüp sürmediği, geçmiş yıllara ilişkin haklarını saklı tutup tutmadığı belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeplerle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine, 19.10.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.