Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12979 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2407 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul,kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, ... Finansal Kiralama A.Ş.'den leasing usülü makine aldıklarını, bu makine için şirkete 94.860 Euro ödeme yaptıklarını, kriz nedeniyle kalan borçlarını ödeyemediklerini, makinenin icra vasıtasıyla 01.09.2009 tarihinde teslim alındığını, makinenin satışı sonucu borçlarının kalmayacağının tahmin edildiğini, ancak bu alacağın ... Varlık Yönetim A.Ş. adında bir varlık şirketine temlik edildiğini,... Kiralama A.Ş. nin iade aldığı malları satıp bedelini müvekkilinin hesabından düşmesi gerektiğini, bu şekilde makinelerin tüm meblağının takibe konu edilmesinin sebepsiz zenginleşme teşkil edeceğini,müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, alacağı olduğu halde haksız icra takibi ile yeniden alacak isteminin yasal kurallara aykırı olduğunu, şirketin alacağını temlik etmesi ve müvekkilin evine haciz koyup satışa çıkarması yasanın ihlali olduğunu, varlık yönetim şirketinin finansal kiralama şirketinin halefi olması nedeniyle finansal kiralama şirketine yöneltilecek her türlü itiraz ve definin ... Varlık Yönetim A.Ş. 'ye de yöneltilebileceğini, davalının istediği faiz miktarının aşırı olduğunu, faiz oranının en fazla%5 ile sınırlandırılması gerektiğini ileri sürerek, tedbir yolu ile takibin ve satış işleminin durdurulmasını, makinelerin teslim tarihindeki değerinin tespiti ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, haksız takipten dolayı %20 tazminatın karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, alacağın ... Finansal Kiralama A.Ş.'den (eski unvan ... Kiralama A.Ş.) temlik alındığını, icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, icra takibinin kesinleştiğini, davacı borçlu hakkında takibe girişildikten ve itirazsız olarak kesinleştikten 4 yıl sonra menfi tespit davası açmasının alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla haksız ve mesnetsiz olduğunu, sözleşmenin fesih olunduğunu, ayrıca ödenmeyen meblağ ve keşide edilen ve vadesinde ödenmeyen senetlere müstenit icra takibinde bulunulduğunu, davacının temerrüt faizinin fahiş olduğuna ilişkin iddialarının mesnetsiz olduğunu savunarak haksız ve mesnetsiz davanın reddini istemiştir.Mahkemece toplanan deliller kapsamında, bilirkişi hesaplaması ile dava konusu şeyin değeri ve mahsup oranı tespit edilerek davacının borcundan 45.000,00 Euronun düşmesi gerektiğinin davacının borçlu olmadığı kısmın ödenmiş ve kira konusu şeyin satış değeri toplamı olan 139.860,00 Euro olduğunun tespit edildiği, bunun dava konusu icra alacağından düşülerek davalının bu dosya ile ilgili olarak bakiye 42.440,00 Euro alacaklı olduğu kanaatine varıldığı, alacak likit olarak değerlendirilse de kiralama konusu şeyin değerinin bilirkişi incelemesi ile tespiti gerektiği anlaşıldığından kötü niyet tazminatı talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyize konu edilmiştir.1-Mahkemece, davalının kötü niyetli olmadığı anlaşıldığından kötü niyet tazminatı talebi ret edilmiştir şeklinde gerekçe oluşturulmuş ise de hüküm fıkrasında inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olup, hüküm ile gerekçe arasındaki bu çelişki nedeniyle HMK’nın 294 ve 297. maddeleri uyarınca hükmün bozulması gerekmiştir.2-Dava menfi tespit davası olduğu halde, icra takibinin devamı denilmek suretiyle olumlu tespit kararı verilmesi de, doğru olmamıştır.SONUÇ: Mahkeme kararının yukarıda belirtilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebepleri nedeniyle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine,04/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.