MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tük. Mah. Sıf.)Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile icra inkar tazminatı ve manevi tazminat taleplerinin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, yapılan araştırma neticesinde müvekkilinin isim ve kimlik bilgilerinin kullanılarak davacı bankanın ...şubesinden kredi kartı çıkarıldığının ve borcun ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğinin öğrenildiğini, müvekkilinin hiçbir şekilde davacı bankadan kredi çekmediğini, kredi kartı başvurusu yapmadığını,davacı bankanın tacir sıfatı taşıdığını,tedbirli ve basiretli davranmak zorunda olduğunu,yapılan takibin kusurlu ve haksız olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitini,takip konusu alacağın %20'inden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile icra takibine maruz bırakılması ve dava açılmasına sebebiyet verdiğinden dolayı 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili banka ile davacı borçlu arasında kredi kartı üyelik sözleşmesinin akdedildiğini, kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, tamamen kötüniyete matuf olarak bu davanın ikame edildiğini, ihtarname tebliğine ve ödeme emri tebliğine rağmen gerekli bildirimlerin yapılmadığı halde yıllar sonra kimlik sahteciliği iddiasının ileri sürülerek bankaya borçlu bulunmadığı ve kötü niyet tazminatının istenildiğini, davacının tüm sorumluluğu müvekkil bankaya atfetmeye çalıştığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ile imzalanan sözleşmedeki imzanın, davacının eli ürünü olmadığının savcılık dosyasında alınan uzmanlık raporu ile Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile tespit edildiği,davacının sözleşme gereğince herhangi bir borçtan sorumlu olmadığı, dolayısı ile icra takibindeki borçtan da sorumlu olamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, kötü niyet tazminatı ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, tüketici sıfatını haiz kart hamili tarafından kart çıkaran bankaya karşı açılmıştır.5464 sayılı BKKKK.'nun 44/1. maddesi uyarınca; "Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili uyuşmazlıklarda kart hamilinin tüketici olması halinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 22. ve 23. maddeleri hükümleri uygulanır.” Buna göre somut olayda görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Dava, başlangıçta Tüketici Mahkemesi sıfatıyla açıldığı halde mahkemece 09/07/2014 tarihli celsede davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılacağı kararlaştırılmış ve yargılama bu sıfatla sonuçlandırılmıştır. Her ne kadar karar başlığında “Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla” sözcük dizisi yazılmış ise de bu durum usul ve yasaya aykırıdır.Görev HMK’nın 114. maddesinde dava şartları arasında sayılmış, aynı Kanunun 115. maddesinde ise dava şartlarının yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetileceği hükme bağlanmıştır.O halde mahkemece, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılıp, deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılıp yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 04/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.