MAHKEMESİ : Bursa 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/03/2013NUMARASI : 2012/103-2013/428Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde, davalının Bakırköy 12. İcra Müdürlüğü'nün 2010/2312 E. sayılı dosyası ile davacı şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yaptığını, takibe dayanak çekin avans olarak verilen çek niteliğinde olduğunu belirterek bu çekten dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, İİK 72 md. uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin yapıldığı yer mahkemelerinin yetkili olduğunu bu nedenle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, ayrıca davacının çekteki imzaya itirazının olmadığını ve davacının iddialarını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, menfi tespit davasında yetkili mahkemenin alacaklının yerleşim yeri mahkemesi veya takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu, davalının şirket merkezinin İstanbul olup, icra takibinin Bakırköy'de yapıldığı yetkili mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dairemizin 13/10/2011 tarih 2011/8971 E. 2011/12559 K. sayılı kararı ile “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında yetki hususu İcra ve İflâs Kanunu'nun 72.maddesinin son fıkrası hükmünde düzenlenmiştir. Buna göre takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer veya davalı alacaklının ikametgahı mahkemesi davaya bakmaya yetkilidir. Somut olayda davanın temelini oluşturan icra takibine Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlanılmış ancak icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi üzerine Bakırköy 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/247 E., 2010/278 K. ve 11.03.2010 T. sayılı kararı ile yetki itirazının kabulüne, Bakırköy İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın yetkili Bursa İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece Bakırköy 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/247 E., 2010/278 K. ve 11.03.2010 T. sayılı kararının, mahkemenin yetkisine etkisi üzerinde durulup tartışılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre davacının iddialarını usulüne uygun delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı yan açmış olduğu menfi tespit davasında münhasıran tacir olan davalının ticari defterlerine dayanmıştır. Nitekim mahkemece bu dayanak gözetilerek davalının ticari defterlerinin bulunduğu yerdeki Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne 20/12/2012 tarihli talimat yazılarak ticari defterlerinin incelenmesi istenmiştir. Davalı vekili 14/02/2013 tarihli talimat duruşmasında imzası ile tasdik ettiği beyanında “Biz defterlerimizi (ibraz) etmiyoruz, zira davanın konusu icra takibinin konusu olan çek kambiyo senedi vasıflarını taşımaktadır, davacının borçlu olmadığı yönündeki iddialarını iddia sahibi olarak kendi yazılı delilleriyle ve ticari kayıtları ile ispatı gerekmektedir” demiştir. 6762 sayılı TTK 83/2 maddesi “Taraflardan biri hasmın ticari defterlerinin münderecatını kabul edeceğini mahkeme huzurunda beyan etmiş iken hasmı ticari defterlerini ibrazdan imtina ederse, mahkeme, defterlerin ibrazını istemiş olan tarafa iddiasının sıhhati hakkında bir yemin verir.” hükmünü, 6100 sayılı HMK 222/son maddesi “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır." hükmünü içermektedir. Bu durumda anılan yasa hükümleri gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.