Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1282 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 1006 - Esas Yıl 2009





Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, davalı borçlu Mehmet'e ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, diğer davalı alacaklı Müslüm'ün rehin sahibi olduğu gerekçesiyle üst sıraya alındığını, oysa rehnin usulüne uygun biçimde yapılmadığını ve aracın da borçlu elinde iken haczedildiğini, zilyetliği yedinde bulundurmayan davalı alacaklının rehin hakkından yararlanamayacağını iddia ederek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Müslüm vekili, rehinli aracın geçici olarak teslim edilmesi halinde rehin hakkının sona ermeyeceğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesince Türk Medeni Kanunu'nun 853. maddesi uyarınca, yasadaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla taşınırların ancak teslimle rehne-dilebileceği, 857. maddesine göre rehin verenin, rehin alanın rızası ile zilyetliği kazanması halinde rehnin askıda kalacağı, somut olayda taraflar arasında akdedilmiş bir rehin sözleşmesi bulunmadığı gibi, zilyetliğin de rehin alana geçirildiğine ilişkin açıklık bulunmadığı; zilyetliğin iadesinin, borçlunun ekonomik durumunu korumaya yönelik iyiniyetli bir davranış olarak yorum-lanamayacağı; rehin konusu aracın rehin alanın rızası ile borçlunun zilyetliğinde bulunduğu sırada diğer alacaklıların yaptığı hacizlere karşı önceliği bulunamayacağı, davalı yanın rehinli aracın ne sebeple borçlunun elinde bulunduğunu ispata yönelik bir delil sunamadığı gibi, rehne dayalı bir takip de yapmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılardan Müslüm tarafından temyiz edilmiştir. Rehnin tesis tarihinde yürürlükte bulunan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 940/11. maddesine göre, bir sicile tescili zorunlu bulunan taşınırların, zilyetlik devredilmeden, sicil üzerine şerh verilmek suretiyle rehne-dilmesine de imkan tanınmıştır. Mahkemece, anılan yasa hükmü gözetilmeden rehne konu aracın zilyetliğinin devredilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 19.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.