MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğundan davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili; müvekkilinin avalist, davalının lehdar olarak yer aldığı 300.000.000.000 TL bedelli bir adet bonoya dayalı olarak, davalı yanca müvekkili aleyhine takip başlatılmış ise de, bonodaki imzanın müvekkilline ait olmadığı gibi, bono düzenleme tarihinde ileri derecede yaşlı olup fiil ehliyetinin de bulunmadığını, hile ile bu bononun düzenlendiğini, girişilen takip sonrasında müvekkiline ait taşınmazların satışa çıkarılarak davalı alacağına mahsuben satıldığını belirterek, takibin iptaline, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline, davalı adına tescil olunan taşınmazların tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında davacının vefatı üzerine mirasçıları tarafından davaya devam edilmiştir.Davalı vekili, davacı iddialarının doğru olmadığı gibi davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Yargılamanın yapıldığı ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davacı isteminin taşınmazların aynına ilişkin olduğu, ilgili taşınmazların da ... ili ... ilçesinde bulunması nedeniyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş, bu hüküm taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, menfi tespit davası ile tapu iptali ve tescili davasının farklı usul hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle tefrik kararı verilerek, menfi tespit istemi ayrı bir esasa kaydedilmiş, tapu iptal ve tescil istemiyle ilgili dosya üzerinde yapılan yargılama sonucunda, yanlar arasındaki icra takibinin neticelendiği, dava konusu taşınmazların icra kanalıyla satışlarının da 25.09.2009 tarihinde yapılmış olduğu ve dava tarihi itibarıyla İİK 72/7. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçeleriyle, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 76/1. maddesi uyarınca “Hakim resen Türk Kanunları uyarınca hüküm verir.” Buna göre olayların açıklanması taraflara, hukuki nitelendirmesi hakime ait bir görevdir. Somut olayda dava, imza inkarı ve ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Mahkemece yapılacak iş, iddia ve savunma çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak, deliller eksiksiz olarak toplanıp hep birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesinden ibaret olmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.