Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12740 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 853 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete Euro bazında fiyat üzerinden anlaşma yaparak plastik hammadde sattığını, anlaşma gereği davalının ödemesini 90 gün vadeli olarak yapmasının kararlaştırıldığını, faturaların ise prosedür gereği TL olarak kesildiğini, kesilen faturalar üzerine "kur risklidir" ve "iş bu fatura bedeli vadesinde Euro olarak ödenecektir" şeklinde ibareler yazıldığını, müvekkilinin Ocak-Temmuz 2013 tarihi aralarında kestiği faturalarla ilgili olarak 20.09.2013 tarihli ve 14.677,55 TL tutarında kur farkı faturası kesip noter vasıtasıyla gönderdiği ihtarname ile alacağını 07.10.2013 tarihinde davalıya bildirdiğini, davalının ise noterlik aracılığıyla fatura aslını iade ettiğini ileri sürerek, toplam 31 adet faturadan kaynaklanan kur farkı alacağı olan 14.677,55 TL'nin 07.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının haksız dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle fatura tutarının %20'si oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında yaklaşık 1 yıllık ticari ilişki olduğunu, davacının satılan mallar karşılığında fatura kestiğini ve ücretlerini tahsil ettiğini, ancak müvekkili şirketin satılan malların kalitesi düştüğünden mal alımını bıraktığını davacı şirkete bildirmesi üzerine, davacı şirketin kur farkı faturası tanzim ederek gönderdiğini, daha önceki fatura tahsilatlarında davacının böyle bir talebi olmadığını, taraflar arasında bu konuda yazılı anlaşma bulunmadığını, yine davacı şirketin yaptığı tahsilatların itirazsız olarak kabul edildiğini, müvekkilinin dava tarihine kadar davacı şirkete kur farkı ödemediğini, davanın kötü niyetli açıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında kur farkı alacağının istenebileceği yönünden sözleşme veya fiili bir uygulamanın bulunmadığı, davacının asıl alacaklarını ihtirazi kayıtsız tahsil etmiş olduğu, böylece davaya konu fatura alacaklarının ödeme ile sona erdiği, davacının davalıdan kur farkı veya vade farkı ismi altında talep hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya Euro cinsinden mal sattığını ve bu hususun faturada belirtildiğini, ödemelerin faturada gösterilen 90 günden sonra yapıldığını, dolayısıyla kur farkı alacağı olduğunu ileri sürerek icra takibi başlatmış, itiraz üzerine iş bu dava açılmıştır. Kur farkı alacağının doğması için satışın yabancı para cinsinden yapılması yada sözleşmenin bulunması gereklidir. Davalının da kabulünde olan mal satış faturalarında birim fiyatının Euro cinsinden, ödeme vadesinin de 90 gün olduğu belirlenmiştir. Davalının bu tarihten sonraki ödemeleri nedeniyle davacı satıcının kur farkından doğan alacağının gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, satış ve ödeme tarihleri belirlenerek davacı alacağının tespiti gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 14.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.