Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12721 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3038 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiDavacılar.. ve ... vek. Av.... ile davalı .... ve Tic. Ltd. Şti. vek. Av. ... aralarındaki alacak davası hakkında ... 16. Asliye Ticaret Mahkemesi'nden verilen 12/05/2015 gün ve 2014/479 E. - 2015/336 K. sayılı hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av.... ile davalı vek. Av....'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Davacı vekili, müvekkilleri ile davalı arasında 12/08/2004 tarihli bayilik sözleşmesi ön protokolu imzalandığını, sözleşmenin konusunun davalı şirketin akıllı kartlar vasıtası ile elektronik ödeme sistemlerinin sözleşmenin 3. maddesinde yazılı bölgede distribütör tarafından belirlenen fiyat ve koşullarla müvekkilleri tarafından yapılacak pazarlama ve satış çalışmaları olduğunu, müvekkilleri tarafından ilk olarak 10/05/2005 tarihinde ... Büyükşehir Belediyesi otobüslerine, halk otobüslerine ve metroya sistemin kurulup, çalışır vaziyete getirildiğini, bunlardan sonra davalı şirket yetkililerinin sözleşme hilafına davranışlarda bulunduğunu, davalının 12/07/2005 tarihli fesih bildiriminin geçersiz olduğunu, davalı tarafça sözleşmede öngörülen ödemelerin yapılmadığını, ... ve ...'de bu sistemin kurulmasına yönelik çalışmalara engel olunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000 TL alacağın avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili, davacının haksız menfaat elde etmeye çalıştığını, sözleşmede taraflara 1 ay öncesinde bildirimde bulunarak sözleşmeyi fesih yetkisi tanındığını, müvekkilinin 12/07/2005 tarihinde fesih bildiriminde bulunduğunu, davacının sözleşmenin sonrasındaki döneme ilişkin gönderdiği faturasının iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının sözleşmeyi kendisine tanınan yetki çerçevesinde fesih ettiği bu nedenle, fesih sonrası talebin yerinde olmadığı ancak fesih öncesi dönem için davacının kart satış ve pazarlamadan kaynaklı komisyon alacağı talebinde bulunabileceği, bu bedel bilirkişi raporunda ödemelerin mahsubu sonrası 64.110,52 USD karşılığı 91.184,39 TL olarak belirlenmiş ise de; davacı defterlerinde 29.737,09 TL bakiye alacak kaydı yer aldığı ve defterlerin aleyhe delil teşkil edeceği gerekçesiyle bu miktar esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava konusu ön sözleşmede davacı ... taraf olmadığı halde bu kişi yönünden de hüküm kurulması doğru değildir. Adı geçen davacı yönünden aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken aksi yönde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 27/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.