MAHKEMESİ : İzmir 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2005/521-2013/230Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyulara yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. S.T. ile davalı vek. Av. C. K.'nun gelmiş olmalarıya duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR-Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 22.02.2005 günlü kararı ile davacılar vekilinin temyiz isteminin reddine, davalı vekilinin temyizi bakımından ise; "davalı savunmasında, dava konusu teminat mektubunun davacının yakını olan banka müdürü dava dışı İlknur Rodoplu tarafından düzenlendiğini, davacı T.. R..'nun ortağı olduğu R.şirketi lehine düzenlenen teminat mektubunun tazmin edildiği ve bu işlemlerde davacının iştiraki olduğu ve bankanın bu şekilde dolandırıldığını iddia ederek, bu konuda İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/43 esas sayılı dosyasında davacı T.. R.. hakkında dolandırıcılık suçundan dava açıldığını ileri sürmüştür. B.K.'nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesince saptanan maddi vakıalar hukuk hakimini de bağlayacağından mahkemece T.. R.. hakkında ceza mahkemesinde açılan dava sonucu beklenilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan davalı bankanın tazmin edilen teminat mektubu karşılığı olarak el koyduğu 272.018.11 USD' nın T.. R.., 48.270 USD' nin G.. R.. hesabında olduğu gözetilmeden yazılı şekilde iadeye karar verilmesi kabul şekli itibariyle isabetsizdir" gerekçeleriyle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/43 Esas sayılı dosyası sonucu beklenilmiş ve bozmadan önce alınan iki ayrı bilirkişi raporundan birincisi olan 05.11.2001 tarihli rapor hükme esas alınarak yeniden davanın kabulüne karar verilmiş bu karar da davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davalı banka (Bayındır Bank AŞ.) İzmir Şubesi müşterisi olan davacı şirketin kredi limitinden, bu şirketin %98 hissesine sahip ve yetkilisi olan davacılardan T.. R..'nun talimatı ile yine davacı T.. R..'nun Romanya 'da ortağı olup, yönetici yetkisinin bulunduğu R. Ç. D.SA adlı şirket lehine 01.03.2000 tarihinde, 31.03.2000 tarihine kadar süreli Romanya 'da bulunan B. T. R. SA adlı bankaya hitaben 345.000 USD bedelli harici garanti kredisi kapsamında teminat mektubu düzenlemiş olduğu, anılan yurt dışı bankasının davalı bankadan bu garantinin (teminat bedelinin) tazminini istemesi üzerine , davalı bankanın istemi yerine getirerek garantisini tazmin ettiği ve bundan sonra ödediği miktar için akdedilen genel kredi sözleşmeleri ile rehinli blokaj sözleşmeleri kapsamında davalı bankaya rehinli bulunan davacılar T.. R.. ile G.. R..'nun hesaplarında bulunan paraları alacağına mahsup ettiği, bunun üzerine davacıların iş bu davayı açtıkları, yine davacı şirketin ticari merkezinin Ankara'da olup, İzmir Bayındır Bank A.Ş. İzmir Şubesi müdürü İlknur R.'nun davacı T.. R..'nun erkek kardeşinin eşi olduğu ve bu şubenin dava konusu garantiyi tesis ettiği hususları dosya içeriği ile sabittir.Dairemiz bozma kararında değinilen davacı T.. R.. hakkında açılan ceza davasının dava zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına 11.07.2011 tarihinde karar verildiği ve bu kararın kesinleşmiş olduğu ceza dosyasından anlaşılmaktadır.Teminat mektubu borçlusunun borcu ile lehtar ile aralarında olan ilişki arasında bir bağ bulunmamaktadır. Teminat mektubunun borçlusu olan (teminat mektubunu verip düzenleyen) banka, teminat mektubunun muhatabına ilk talebinde teminat mektubu bedelini ödemek zorundadır. Nitekim davalı banka da tazmin talebi üzerine teminat mektubu bedelini ödemiştir. Dava dışı yurt dışı bankanın kötü ödemesinden dolayı davalı bankanın el ve işbirliği içerisinde olduğu , birlikte hareket ettiği de davacı tarafça kanıtlanamamıştır.Bu durumda davalı banka, teminat mektubu bedelinin ödenmesi istenildiğinde bedeli ödemekle yükümlü bulunduğundan ve somut olayda bedeli de ödemiş olduğundan rucu hakkını kullanarak ödediği bedeli teminat mektubu düzenlenmesini isteyen kredi müşterisi olan davacı şirketten ve davacılar T.. R.. ile G.. R..'nun lehine rehnedilmiş mevduatlarının tahsilini istemekte haklıdır.Mahkemece açıklanan bu yönler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde olaya uygun düşmeyen ve somut olayda uygulama alanı bulunmayan M.K.'nun 2. maddesini dayanak alan birinci bilirkişi raporunun hükme esas alınıp, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı T.. F.. yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulanan davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 16.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.