MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Mahkeme kararının ikinci kez temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 13/01/2014 Tarih, 2013/11170-2014/1046 Esas ve Karar sayılı bozma ilamı ile, " Mahkemece alınan 01.10.2007 tarihli kök ve 01.03.2010 tarihli ek bilirkişi raporlarında; davalı banka çalışanı ...'in davacılar adına kredi kullandırdığı, bu şekilde hesaba geçen tutarları daha sonra ya bu hesaplardan ya da ana hesaba bağlı ve onların bilgisi dışında açtığı hesaplara aktararak çektiği ve zimmetine geçirdiği, dava konusu hesaplara ilişkin bir takip dosyası bulunmadığı davalı tarafından dava konusu tutarlara ilişkin bir talepte bulunulmadığı bildirilmiştir.04.06.1958 gün 15/6 sy. Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında açıklandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HUMK 76. md. HMK 33. md.)Bu durumda mahkemece, aldırılan bilirkişi raporları gözetilerek, sadece davacının davalı banka çalışanının yapmış olduğu usulsüz işlemler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, bunun dışında “... 176.779,00 TL'nin davacı şahıs hesabına, 5.001,00 TL'nin davacı şirket hesabına iadesine” şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile, davacıların davalı banka çalışanlarının yapmış olduğu usulsüz işlemler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Mahkemece her nekadar bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma ilamına uygun hüküm tesis edilmemiştir. Menfi tespit davalarında, menfi tespite konu olan miktarın açıkça hükümde gösterilmesi gerekir. Temyize konu mahkeme kararında menfi tespite karar verilen miktar açıkça gösterilmemiştir. Bu durum hükmün infazında tereddüte yol açacağından menfi tespite konu miktarın açıkça gösterilerek bu miktar üzerinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.