MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki birleşen itirazın iptali-menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen dava yönünden karar kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -1- Mahkeme tarafından HUMK. 434/3. maddesi gereğince davalı karşı davacılar vekiline çıkartılan muhtırada, eksik yatırılan nispi temyiz harcının 7 günlük kesin sürede dosyaya yatırılması, aksi halde temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağı belirtilmiş ve muhtıra davalı karşı davacılar vekiline tebliğ edilmiş olmasına karşın muhtıranın gereği yerine getirilmemiştir. Hal böyle olunca, gönderilen muhtıra uyarınca davalı karşı davacılar vekilinin katılma yoluyla temyizinden vazgeçmiş sayılacağına dair mahkemece bir karar verilebileceği gibi 1.6.1990 tarihli 3/4 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararına göre Yargıtay tarafından da karar verilebileceği benimsenmiştir. Bu nedenle davalı karşıdavacılar vekili HUMK 434/3 maddesi uyarınca temyiz talebinden vazgeçmiş sayıldığından temyiz isteminin reddi gerekmiştir.2-Davacı karşı davalı şirket vekilinin temyizi yönünden ise;Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı asıl davadaki kısa kararda ''... Davalı .... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, .... İcra Müdürlüğünün 2010/220 Esas sayılı takip dosyasındaki davalının borca yaptığı itirazının 189512,90 TL'lik kısmının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya yönelik talebin reddine,'' denildiği halde, gerekçeli kararda ''... Davalı ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, ... İcra Müdürlüğünün 2010/220 Esas sayılı takip dosyasındaki davalının borca yaptığı itirazının 189512,90 TL'lik kısmının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya yönelik talebin reddine,'' denilmiştir. Böylece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hal, HUMK 381/2 (HMK 298/2) maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı karşı davacılar vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte gösterilen nedenle davacı karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.