MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı ... (ölü) mirasçıları ..., ... ile davalı ... vek.Av.... ve diğer davalı ... vek.Av.... gelmiş, davacılardan bir kısım mirasçılardan gelen olmadığından, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan asiller ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenilmiş, ancak davalılardan ... ve Av.... 26.11.2013 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiğini bildirmiş, mahkemece 12.12.2013 tarihli ek kararla temyiz talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalı ...’ın müvekkilinin torunu olduğunu, diğer davalı ...’nın da ...’ın kayınpederi olduğunu, müvekkilinden bankadan kredi alınmasının teminatı olarak boş senet alındığını, bu senedin 20.000.00 TL.bedelle lehtarı davalı ..., ciro yolu ile hamili ... olarak doldurularak davalı ... tarafından icra takibine konu yapıldığını, senette “nakden” ibaresinin bulunduğunu, davalı ... vekilinin icra hukuk mahkemesine verdiği dilekçede ...’a ziynet eşyaları verildiği için söz konusu bononun imzalanıp verildiğinin belirtilerek senet metninin talil edildiğini, ispat yükünün davalı tarafa geçtiğini, davalı ...’in kayınpederi olan diğer davalı ...’nın iyiniyet karinesinden yararlanamayacağını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilleri ayrı ayrı davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, “nakden”kaydı içeren senede karşı davalı yanca borç olarak verilen altın karşılığı olduğu savunması ile senet metninin tadil edildiği, ayrıca davalı ... hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesinde görülen kamu davasında Yargıtay 11.Ceza Dairesi’nin 26.09.2007 tarihli ilamı ile davalının (sanığın) bonoyu babasının ölümü üzerine eline geçirdiği eyleminin 765 sayılı TCK.nun 509/1.maddesinde kaldığı belirlendiğinden, lehtar açısından senedin karşılıksızlığının sabit olduğu, diğer davalı ...’nın da akrabalık ilişkisi nedeniyle iyiniyetli olduğunun savunulamayacağı gerekçeleri ile davanın kabulüne, icra takibine konu edilen keşidecisi ..., lehtarı ..., ciro yolu ile hamili ... olan 30.09.1999 keşide tarihli 26.10.1999 vade tarihli 20.000.00 TL.bedelli bonodan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, asıl alacağın % 40’ı olan 5.000.00 TL.haksız takip tazminatının davalı ...’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmiş, mahkemece 12.12.2013 tarihli ek karar ile davalı ... vekilinin dilekçesi üzerine temyiz talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, bu karar adı geçene tebliğ edilmiş ise de, süresinde temyiz edilmediğinden temyiz incelemesi diğer davalı ... yönünden yapılmıştır.Dava, ihdas nedeni hanesinde “nakden”kaydı bulunan bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili, senedin müvekkili tarafından davalı ...’in babasına boş olarak teminat amacıyla verildiğini, daha sonra torunu olan davalı ...’in senedi ele geçirerek doldurup, diğer davalıya ciro ile devrettiğini iddia etmiş, davalı ... ise senedin davacıya verdiği altınlar karşılığında düzenlenip, kendisine verildiğini savunmuştur.Bu iddia ve savunma karşısında somut olayda “çift taraflı talil söz konusu olduğu gibi boş olarak verilen senedin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası da mevcuttur. Her iki halde de ispat külfeti davacı taraftadır. Zira, çift taraflı talilde ispat külfeti yer değiştirmez. 6762 sayılı TTK.nun 592.maddesine göre açığa senet düzenlenmesi mümkün olup, böyle bir senedin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden taraf bu iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Mahkemece belirtilen ilkeler gözetilmeksizin somut olay bakımından ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı ... yararına takdir edilen 825 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ...'a ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.