Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12484 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3046 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı, davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibine konu bononun davalıya teminat amaçlı olarak boş bir şekilde imzalanarak verildiğini, borcunun bulunmamasına rağmen bononun sonradan doldurulduğunu ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiş, 10.07.2015 tarihli duruşmada ise, davacının 2010 ve 2011 yıllarında kendisinden madeni yağ satın aldığını, parasını peşin ödemediğini ve deftere yazdıklarını, ara ara ödemelerde bulunduğunu, ödeme yapıldıkça fatura düzenlediklerini, en son 8.575,00 TL borcu kaldığını, ödemeyince senedi icraya koyduklarını, bononun teminat amaçlı alınmadığını, mal karşılığı verdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, tarafların ticari defter ve belgelerinde 11.05.2011 tarih ve 8.575,89 TL tutarlı irsaliyeli fatura içeriği malların davalı tarafından davacıya teslim edildiğine dair herhangi bir belgenin mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile girişilen icra takibi nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davalı tarafça davacı aleyhine 10.000 TL bedelli bonoya dayanılarak takip yapılmış, davacı takibe konu edilen senedin teminat senedi olduğunu ve borcu bulunmadığını ileri sürerek iş bu davayı açmıştır. Davalı ise iddianın yersiz olduğunu savunmuştur. 6100 sayılı HMK’nun 201. maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın senetle ispatı gerekmektedir. Somut olayda davacı, dava konusu senedin teminat senedi olduğunu iddia ettiğine göre ispat külfeti kendisinde olup bu yöndeki iddiasını yazılı delille kanıtlamak zorundadır.Mahkemece, davacı tarafından iddiasını ispata elverişli yazılı bir delil sunulmadığı gözetilerek davalı alacaklının 05.06.2015 tarihli oturumdaki “davacının en son 8.575,00 TL borcu kaldı” şeklindeki beyanları da dikkate alınmak suretiyle uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 19/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.