MAHKEMESİ : İstanbul 38. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 04/07/2013NUMARASI : 2011/236-2013/106Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, yanlar arasında imzalanan satım sözleşmesi uyarınca, davalı firmadan 54.000 adet 12 renk sulu boya takımı satın alındığını, mal bedelinin çekler halinde davalıya ödendiğini, davalı şirketin mallar teslim edilirken satım konusu ürünün test ve analiz sonuçları uyarınca sağlık açısından tehlike arz etmediğine dair raporu müvekkiline gönderileceğini şifahen belirtilmiş olmasına rağmen sözkonusu raporun gönderilmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından alınan raporda dava konusu sulu boyaların açık bir şekilde zehirli olduğunun ve piyasada satılmasında büyük tehlike arz ettiğinin tespit edildiğini, noter kanalıyla davalıya ayıbın ihbar edildiğini, sözleşmenin feshedilerek ödenen mal bedelinin iadesinin istendiğini, ancak davalının buna yanaşmadığını, müvekkilinin müşterileri tarafından verilen siparişleri zamanında teslim edemediğini, cezai şart ödemek zorunda kaldığını, ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek hileli ve ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi ile davalıya sözleşme gereği 4 adet çekle yapılan 40.000,00 TL ödemenin ve 15.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yanlar arasında imzalanan 27.05.2010 tarihli alım satım sözleşmesi gereğince dava konusu ürünlerin davacıya 04.08.2010 tarihinde teslim edildiğini, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığı gibi süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, ürünlerin ayıplı olmadığını, hile iddiasının gerçeği yansıtmadığını, zira davacının satın alınan sulu boyaların bünyelerinde kullanıcılara zarar verecek maddelerin bulunup bulunmadığını çok iyi bildiğini, kaldı ki davacının müvekkilinden numuneler de aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece toplanan deliller ve alınan 15.02.2013 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu suluboyaların dört renginde müsade edilen sınır değerlerin üzerinde toksik element bulunduğunun yapılan analizlerde doğrulandığı, bu nedenle sulu boyaların gizli ayıplı olduğu, davalının ayıp ihbarına yönelik itirazının yerinde görülmediği, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne 40.000,00-TL nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Taraflar tacir olup, dava tarihi itibari ile somut olaya uygulanması gereken 6762 Sayılı TTK.nun 25/3 maddesi uyarınca, açık ayıplarda 2 gün içinde alıcının satıcıya ayıp ihbarında bulunması gerekir. Gizli ayıplarda ise alıcının 8 gün içinde muayene ve ihbar yükümlülüğü bulunmaktadır. Somut olayda dava konusu malların teslim tarihinin 04.08.2010 olduğu halde davacı alıcı 8 günlük muayene ve ihbar süresi geçtikten sonra 17.08.2010 tarihinde analiz raporu almıştır. Olayda iğfal durumundan da sözedilemeyeceğine göre, yukarıda belirtilen yasa hükmünde yer alan 8 günlük muayene ve ihbar süresi geçtikten sonra ayıp ihbarı yapıldığının kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi kabule göre de, mal bedeline hükmedildiği halde malın iadesine karar verilmemiş olması da isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sait temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.