Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11998 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6210 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin davalı tarafından kefil sıfatıyla imzalandığını, sözleşmeye istinaden şirkete çek karnesi verildiğini ve şirket adına cari hesap açıldığını, arkası yazılmış bir adet çek yasal sorumluluk bedelinin çek hamiline ödendiğini, cari hesap da kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, ancak olumlu sonuç alınamadığını, nakdi alacağın tahsili ve 5 adet çek sorumluluk bedelinin depo edilmesi amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, kendisinin asıl borçlu şirketteki ortaklığının 2006 yılında sona erdiğini, takip konusu borcun ise daha sonra oluştuğunu, dolayısıyla kendisinin sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece toplanan delillere göre; davalının genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamasından dolayı asıl borçlu şirketteki hissesini devretmiş olsa dahi kefaleti nedeniyle borçtan sorumlu olduğu, takip tarihi itibariyle davalının 556,75 TL asıl alacak, 39,81 TL temerrüt faizi, 1,99 TL gider vergisi, 155,61 TL masraf, 2.500,00 TL depo alacağı olmak üzere toplam 3.254,16 TL borcunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul,kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-)Davalının genel kredi sözleşmesinde kefil olarak imzası bulunmaktadır. Davacı bankanın kefilden çek sorumluluk bedeline ilişkin depo talebinde bulunabilmesi için taraflar arasında düzenlenen sözleşmede açık hüküm bulunması gerekir. Ancak sözleşmede davacı bankanın kefilden çek sorumluluk bedelinin depo edilmesini talep edebileceğine dair açık hüküm bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle davalı kefilin çek sorumluluk bedeline ilişkin depo bedelinden sorumlu tutulması hatalı olup hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.