Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1177 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17968 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibinde davalı-borçlunun takibe itirazında 9.468,48-Euro borcunu kabul ederek bakiye 15.000-Euro borca itiraz ettiğini ileri sürerek davalının takibe haksız kısmi itirazının iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ürünlerinin satışını arttırmak için müvekkili tarafından birtakım reklam ve promosyon faaliyetleri yürütüldüğünü, aralarındaki uygulamaya göre müvekkilinin bu promosyon harcamalarını iskonto faturası keserek davacıya bildirdiğini , takipte talep edilen tutarın bahsettikleri promosyon ödemesi olduğunu ileri sürerek davanın reddine ve davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, promosyon ve reklam giderlerinin davacı tarafından mahsup edileceğine dair bir sözleşme ya da uygulamanın varlığının da kanıtlanamadığı, davalı yanın davacı ile ticari ilişkisini inkar etmediği gibi, davacının kendilerinden 9.468,48-Euro alacaklı olduğunu kabul ederek bu bedeli icra dairesine ödediği, takibe konu 15.000-Euro bedelin alınan bilirkişi raporu ile hem davacı defterinde hem davalı defterinde kaydı bulunduğu, ancak davalının bu bedelle ilgili olarak iskonto faturası kesmesinin yasal dayanağını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına, davacı yararına %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında delil listesinde yemin deliline dayanan ve 07.05.2012 tarihli celsede bu hakkını kullanmak isteyen davalının bu talebi doğrultusunda davacıya yemin davetiyesi çıkarılak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu yöndeki istemin reddine karar verilmesinin doğru görülmediği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Mahkemece Dairemiz Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davacı şirketin yetkili temsilcisinin yeminli beyanı ile de davalının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dairemiz bozma ilamından sonra davacı şirket yetkili temsilcisinin 26.05.2014 tarihli celsede davalı tarafça teklif edilen yemin metnindeki yemini eda ettiği duruşma zaptına geçirilmiştir. 1-Bilindiği üzere HMK'nın 232. maddesi hükmünde; “Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir.” denilmiş olup bu durumda davalı şirketin halihazırda yetkili temsilcisi tarafından yeminin eda edilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bu durumda dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Ne var ki Mahkemece duruşma tutanağında; “Yemin metni aynen okundu. Yemin metninde belirtilen hususlarla ilgili olarak namusu, şerefi ve kutsal saydığı şeyler üzerine yemin etti. Yemininde ısrarlı olduğunu beyan etmekle beyanı okundu imzası alındı” şeklinde zapta geçirilmiş, davacının yemin ettiği husus açıkça belirtilmemiştir. Yemin tutanağının düzenlenmesi başlıklı HMK'nın 238. maddesinde “Hâkim, yemin eden kimsenin beyanını dinleyip tutanağa geçirir ve yazılanları yüksek sesle huzurunda okur; beyanında ısrar edip etmediğini sorar ve verilen cevabı tutanağa kaydeder.” hükmü yer almaktadır. Bu durumda mahkemece HMK'nın 233. ve 238. maddesinde düzenlendiği şekilde usulüne uygun yemin ettirilmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.