Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1175 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17910 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkiliyle davalı ...’ın mülkiyeti müvekkiline ait arsanın satılması ve inşaat yapmak için anlaştıklarını, ancak arsanın satılmadığını bu ticari ilişki kapsamında davalı yanca müvekkiline ödenen paraların teminatını oluşturmak üzere verilen çeklerin davalı tarafından takibe konulduğunu, anlaşmanın gerçekleşmemesi nedeniyle paranın davalıya ait banka hesaplarına iade edildiğini, takibe konu edilen çeklerden dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarını yazılı delillerle kanıtlaması gerektiğini, banka dekontları üzerindeki tek yanlı beyanının yeterli olmadığını bildirerek, davanın reddine ve %40 oranında tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalının, davacı tarafından yapılan ödemelerin elden verilen borca karşılık yapıldığına dair iddiasını ispat için delil sunamadığından davacı yanca yapılan tüm ödemelerin takibe konu çeklere mahsuben yapıldığı, davacı tarafından verilen 11.000 TL tutarlı çekin de davalı yanca tahsil edildiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüyle davacının takip dosyasına 86.405,60 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2013/9235 E., 2013/15162 K., sayılı 02.10.2013 tarihli ilamıyla “… davalı yanca dava konusu çeklerin ödendiğine dair sunulan banka dekontlarının 2001/2004 yıllarına ait olup, çeklerin keşide tarihleri ise 01.04.2008 ve 25.03.2008 bulunduğu anlaşılmakla bu durumda keşide tarihinden önceki ödemelerin çeklere ilişkin bir ödeme olarak kabul edilmesi isabetsiz görülmüş, ayrıca, Yerel mahkemece bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada bozma ilamında bahsedilen hususun değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğü gibi, öte yandan davacı yanca bozma ilamı sonrasında davaya konu çeklerle ilgili bankadan araştırma yapılmasına yönelik istemin yeni bir delil sunulması niteliğinde olup, iddianın genişletilmesi kapsamında kaldığı ve davalı tarafın da açıkça buna karşı koymasına, yeni delilin sunulmasına muvafakat da etmemesine rağmen davacının bu delilinin iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmeyerek” hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece Diaremiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; davacı tarafından dava konusu çeklerin ödendiğine delil olarak banka dekontu sunulmuş ise de dekontlar 2001-2004 yıllarına ait olup çeklerin keşide tarihleri ise 01.04.2008 ve 25.03.2008 olduğundan keşide tarihinden önceki ödemelerin çeklere ilişkin ödeme olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, 04.08.2008 tarihinde açılmış olup, bu tarih itibariyle 1086 sayılı HUMK hükümleri yürürlüktedir. Davacı vekili dava dilekçesinde ve 04.12.2008 havale tarihli delil listesinde “vs deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayanmıştır. O halde “vs deliller” kavramı yemin delilini de kapsadığından davacının davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatıraltılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.