Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11003 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7035 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Diyarbakır 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/11/2013NUMARASI : 2013/556-2013/1241Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili banka ile kefil olan davalılar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan ticari kredinin ödenmediğini, ihtara rağmen ödenmemesi nedeniyle de davalılar aleyhine Diyarbakır 6. İcra Müdürlüğü' nün 2013/1625 sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı, davalıların haksız itirazları nedeniyle takibin durduğunu belirterek, itirazların iptaline, takibin devamına ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, müvekkillerinin 26.5.2006 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olduklarını, anılan sözleşmeye dayalı bir borç olmadığını, kredi asıl borçlusu olan davadışı...... İnş.Ltd.Şti.' nin 17.11.2009' da davadışı S. A.' e devredildiğini, davacı bankanın takibe koyduğu kredinin de bu şahıs tarafından şirket devralındıktan sonra imzalanan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak 14.09.2012' de kullanılan kredilere ilişkin olduğunu, dolayısıyla sonraki sözleşmeye taraf olmayan müvekkillerinin sorumluluğunun olmadığını beyanla, davanın husumetten ve esastan reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davadışı ............ Ltd. Şti.'ne 2012 yılında kredi kullandırıldığı, sözkonusu şirketin 2009 yılında davadışı üçüncü şahıs olan S. A.' e usulüne uygun olarak satılıp devredildiğinin dosyadaki evraklardan anlaşıldığı, ............Ltd. Şti'nin daha önceki sahibinin 2006 yılında davacı bankadan çekmiş olduğu ve davalıların da kefil olduğu kredinin süresi içerisinde ödenip kapatıldığı, dolayısıyla davalıların kefil oldukları krediye ilişkin kefaletlerinin sona erdiği, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak davalılar aleyhine icra takibi başlattığı, takipteki borca asıl borçlu olan S. A.' in herhangi bir itirazının da söz konusu olmadığı, icra takibinde davalılar yönünden husumetin bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın husumet nedeniyle reddine, davacının davalılar hakkında haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi başlatması nedeniyle asıl alacağın %20'si üzerinden icra inkar tazminatının davacı taraftan alınarak davalılara ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Genel kredi sözleşmesindeki asıl borçlu şirketin ortaklarındaki değişiklik, borçlu şirketin ve kefillerin sorumluluğunu etkilemez. Ancak, davacı banka, icra takibinde kredi hesap numaralarını göstermek suretiyle takip başlatmış olup, dosyaya delil olarak sunulan iki ayrı genel kredi sözleşmesinden sadece 26.05.2006 tarihli olanda davalıların kefil sıfatıyla yer aldığı, 14.09.2012 tarihli diğer sözleşmede ise imzalarının bulunmadığı görülmektedir. Bu olgu karşısında, mahkemece, uzman bilirkişiye banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, icra takibine dayanak olan ve hesap noları belirtilen kredilerin davalıların kefaleti bulunan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılıp kullandırılmadığının, eğer bu sözleşme kapsamında kullandırılmışsa davalıların sorumluluk miktarının tespit edilerek, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.