Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10940 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12127 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, faturaya dayalı mal satışından kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, ihale yolu ile alınan biberon taşıma arabasının şartnamede yer alan özelliklerine uygun olmadığını, takibin haksız olduğunu belirterek, davanın reddi ile % 20 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, biberon arabasının sipariş formuna uygun olarak imal edilerek davalıya teslim edildiği davalının borçtan sorumlu olduğu, takipten önce temerrüt gerçekleşmediği için işlemiş faiz istenemeyeceği gerekçeleri ile davanın asıl alacak yönünden kabulüne, 3.003,10 TL üzerinden itirazın iptali ile takibin yasal faizi ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, şartlar oluşmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Davanın temelini oluşturan icra takibinde 3.003,10 TL asıl alacak 406,10 TL işlemiş faiz olmak üzere 3.409,20 TL toplam alacak talebinde bulunulmuş, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla iş bu itirazın iptali davası açılmış, dava dilekçesinin harca esas değer bölümünde 3.003,10 TL asıl alacak gösterilerek bu miktar üzerinden peşin harç yatırılmış ancak sonuç ve istem bölümünde " Dava konusu icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına" denilerek takipte talep edilen işlemiş faizi de kapsayacak biçimde istemde bulunulmuştur. Mahkemece dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümündeki bu talep gözetilerek davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş, hükmü temyiz eden davacı vekili temyiz dilekçesinin bir bölümünde davasının takipte talep edilen, 3.003,10 TL miktarındaki asıl alacağa yönelik olduğunu böylece davada reddedilen kısım bulunmadığını belirtmiş ise de temyiz dilekçesinin devamında işlemiş faiz talebinin de yerinde olduğunu belirtmek suretiyle 6100 sayılı HMK' da yer alan çelişkili davranış yasağı ilkesine aykırı davranmıştır.Somut olay bakımından sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için öncelikle davacının talebinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece hakimin aydınlatma ödevi (HMK.'nun 31) çerçevesinde davacıya davası açıklattırılarak davanın harca esas değer bölümünde belirtilen asıl alacağa yönelik olduğunun saptanması halinde dava edilmeyen faiz hakkında hüküm tesis edilemeyeceğinin gözetilmesi, davanın, dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde olduğu gibi takip talebindeki asıl alacak ve işlemiş faiz toplamından oluşan 3.409,20 TL ye yönelik olduğunun belirlenmesi halinde ise 492 sayılı Harçlar Kanunun 32. maddesi uyarınca eksik peşin harç tamamlatılarak yargılamaya devam edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.