Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10859 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17639 - Esas Yıl 2015





TARİHİ : 05/05/2015NUMARASI : 2014/992-2015/416DAVACI :...DAVALI :...vek. ..Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu ilişki kapsamında davalıya avans niteliğinde çekler verildiğini, davalının bir süre mal göndermesine rağmen, daha sonra mal göndermeyi kestiğini, bunun üzerine ihtarname keşide edilerek sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek vadesi gelmemiş üç adet çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının çekleri borç ödeme dışında başka bir amaçla verdiğini ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddi ile % 20 oranında tazminat istemiştir. Mahkemece, davacının defterlerinin HMK’nun 222. maddesine göre sahibi lehine delil niteliğinde olduğundan davacıya teslim edilen mal bedelinin 112.641,33 TL olarak kabul edildiği, her iki tarafın ticari defterlerine göre davalıya yapılan ödeme tutarının 190.000,00 TL olduğu, buna göre davacı tarafından yapılan fazla ödeme tutarının 77.358,67 TL olduğu, davacının 3346964 numaralı ve 3346965 numaralı çeklerin tamamından davalıya borçlu olmadığı, 3346966 numaralı çekten dolayı da 17.358,67 TL borçlu olmadığı, dava konusu çeklerden 30.09.2013 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli çekin icra takibine konu edildiği, takibin haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. (1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. (2) Her ne kadar mahkemece 30.09.2013 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli çekin icra takibine konu edildiği, takibin haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davacı lehine % 20 oranında tazminata hükmedilmiş ise de, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki bağlamında mal teslimi yapıldığı, cari hesap şeklinde alacak borç kaydının işlendiği ve takibe konu çekin de bu ticari ilişki bağlamında verildiği anlaşılmış olmakla, davalının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu tüm dosya kapsamı ile ispat edilmiş değildir. Bu sebeple davacı lehine % 20 oranında kötü niyetli takip tazminatına hükmedilmesi isabetsizdir. (3) Öte yandan, dava 110.000,00 TL üzerinden peşin harcı yatırılarak açılmıştır. Buna göre reddedilen miktar üzerinden davalı yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile eksik nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bendlerde açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.