Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1079 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17769 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Terme 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/06/2013NUMARASI : 2012/538-2013/461Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalılardan müteselsil kefil sıfatı imzaladıkları genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle girişilen icra takibine itiraz ettiklerini itirazın haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek iptali ile takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, müteselsil kefil olmayıp dava konusu kredi borcuna karşılık adlarına kayıtlı taşınmaz hisselerini ipotek verdiklerini, davacı bankaca ipoteğin kaldırıldığını ve böylece sorumluluklarının kalmadığını savunarak davanın reddini istemişler, davalılar vekili de duruşma sırasında teminat mektuplarının iade edildiğini, ipoteklerin kaldırıldığını o tarihten sonra kullandırılan kredilerden müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını belirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere göre; davalılarrın dava konusu genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladıkları aynı sözleşme nedeniyle ayrıca ipotek de tesis edildiği, icra takibine ilişkin borcun kapatılması nedeniyle ipoteklerin bankaca kaldırıldığı, davalıların ipotek sorumlusu oldukları ve ipoteğin kaldırılmasından sonra kullandırılan kredilerden dolayı sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Kural olarak banka ile imzalanan genel kredi sözleşmelerinde sözleşmenin çerçeve sözleşmesi olması nedeniyle birinci kredi kullandırılıp bunun ödenmesinden sonra aynı sözleşmeye dayalı olarak ikinci kredinin kullandırılması durumlarında bu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzalayanların kefaletleri ikinci kullandırılan kredi için de devam eder. Ne var ki, somut olayda dosya davalıları N.. D.., Ü.. D.., Derya Sezer söz konusu kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladıkları gibi bu kredinin teminatını teşkil etmek üzere banka yararına gayrimenkulleri üzerine ipotek de tesis etmişlerdir. Davacı banka kullandırılan birinci kredinin ödenmesi üzerine davalıların banka lehine tesis ettiği ipoteği fek etmiştir. Bu aşamadan sonra aynı kredi sözleşmesi esas alınarak davacı bankanın kredi müşterisine ikinci kredi kullandırması ve bu ikinci kredinin ödenmemesi üzerine takibe geçtiği itiraz üzerine iş bu itirazın iptali davasını açtığı açıktır. Olayda incelenmesi gereken husus; aynı kredi sözleşmesinin teminatı olarak tesis edilmiş olan ipoteğin fekki ile müteselsil kefillerin durumlarının ağırlaştırılıp ağırlaştırılmadığı noktasıdır. 818 sayılı BK'nun 500/1 maddesi "Alacaklı kefaletten dolayı tahakkuk eden borcun temini için kefaletin akdi esnasında tesis yahut sonradan istihsal olunan teminatı kefilin zararına olarak tenkis eder veya elinde bulunan delaili elden çıkarırsa kefile karşı mesul olur" hükmünü içermektedir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı yeni BK'nun 592/son maddesi ise "Alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın yükümlülüklerini yerine getirmez, ağır kusuruyla mevcut belgeleri ve rehinleri ya da sorumlu olduğu diğer güvenceleri elinden çıkarırsa, kefil borcundan kurtulur. Bu durumda kefil, ödediğinin geri verilmesini ve varsa ek zararının giderilmesini isteyebilir." hükmünü içermektedir. Mahkemece bu hükümler değerlendirilip, bu yön karar yerinde tartışılıp gerekçelendirildikten sonra varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.