Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10733 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 1027 - Esas Yıl 2009





Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, müvekkilinin oğlunun davalıdan aldığı mallar nedeniyle bakiye borcu için düzenlenen 65.000.000 TL'lik senedin davalıya verildiğini, ancak davalının yazı kısmına "altmışbeş milyar" yazarak takibe geçtiğini, müvekkilinin okuma yazma bilmediği için davalı vekilince usulen haciz ya-pıyoruz, bir şey yok imzala diye baskı yapılması sonucu haciz tutanağının müvekkilince imzalandığını, 2003 yılında davalının 65.000.000.000 TL'lik mal verecek maddi gücü de olmadığını belirterek, takibe konu senedin 65.000.000 TL'lik kısmı haricindeki kısmının iptaline ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkilinden pazarlarda satmak için çok miktarda ayakkabı aldığını ve karşılığında dava konusu senedi verdiğini, müvekkilinin rakam kısmına üç sıfır yazmayı unuttuğunu, haciz sırasında da davacının borca bir diyeceği olmadığını ve maaşından borcu ödemeyi kabul ettiğini bildirerek davanın reddî gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, mal karşılığı senet düzenlenmesi nedeniyle ispat külfetinin davalıda olduğu, ancak davalının alacağın dayanağını ispat edemediği gerekçeleriyle takibe konu meblağı rakamla 65.000.000 TL yazıyla Altmışbeş Milyar TL olan senetten dolayı davacının davalıya 64.935 YTL borçlu olmadığının tespitine, takibin ve senedin bu kısımlarının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu bonoda "bedeli malen ahzolunmuştur" ibareleri yer al-maktadır. Bononun satılan mal karşılığında düzenlendiği tarafların da kabulündedir. Ancak, davacı bonoda rakamla yazılı miktar kadar borçlu olduklarını, bunun dışında borçlu bulunmadıklarını, bononun yazı ile olan bedel kısmının davalı tarafça sonradan doldurulduğunu iddia etmiştir. Bu durumda HUMK'nın 290. maddesi uyarınca davacının bu yöndeki iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerekir. Öte yandan, TTK'nın 690. maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken 588/1. maddesi uyarınca poliçe bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazıyla gösterilen bedele itibar olunur. Dava konusu bonoda tahrifat iddiası da bulunmadığına göre, TTK'nın anılan hükümlerinin gözetilmesi gerekir. Mahkemece ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülüp belirtilen yasa hükümleri de gözden kaçırılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 16.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.