MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 09/12/2013NUMARASI : 2013/142-2013/631Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalının taraflar arasında akdedilmiş olan akaryakıt bayiilik sözleşmesini feshettiğini, ancak sözleşmenin feshinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davalıya yapacağı akaryakıt satışlarına güvenerek yatırım yaptığını ve edimini yerine getirememesi nedeniyle 37.579,00 TL maddi zarara uğradığını, ayrıca yoksun kaldığı karın ise 60.746,00 USD olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ve dahi yanlışlıklar müstesna olmak üzere, bayiilik sözleşmesi ve satış taahhüdüne istinaden şimdilik kar mahrumiyetinden kaynaklı zararının 7.500,00 TL'si ile yatırım masrafının 7.500,00 TL'si olmak üzere toplam 15.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmeyi feshinin haklı olduğunu, ayrıca davacı taleplerinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece toplanan delillere göre; dava dilekçesinde sözleşmenin davalı tarafça feshi nedeniyle yoksun kalınan karın ve davacının akaryakıt satışlarına güvenerek yapmış olduğu yatırım ve uğradığı zararın belirtildiği, davacının fazlaya dair haklarını saklı tutarak kısmi dava açtığı,ancak HMK'nın 109/2.maddesinde talep konusunun miktarı açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağının düzenlendiği, davacının ise açıkça talep edebileceği miktarı hesaplayıp kısmi dava açtığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK'nın 109/2. maddesi “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz” hükmünü, 115/2. maddesi ise “Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmünü içermektedir. Somut olayda davacı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan şimdilik toplam 15.000,00 TL kar mahrumiyeti ile yapmış olduğu yatırım masrafının tahsiline karar verilmesini talep ederek kısmi dava açmıştır. Davacı açıkça talep edebileceği miktarı hesaplayıp kısmi dava açmıştır, dolayısıyla alacaklı olduğu tutar belirlidir, bu nedenle kısmi dava açamaz ise de bu durumda mahkemece, dava ve usul ekonomisi bakımından HMK'nın 115/2 maddesi uyarınca davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcı tamamlatması konusunda davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.