Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10702 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6970 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/02/2014NUMARASI : 2012/730-2014/97Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, ancak takibe konu bu bononun karşılığının bulunmadığını, zira davalı ile müvekkili arasında düzenlenen 07/10/2011 tarihli protokolle davalı tarafın takibe konu senet ile ilgili olarak müvekkiline karşı herhangi bir icra işlemi ve hukuki işlem yapmayacağını kabul ettiğini, taraflar arasındaki bu protokol ile artık senedin açık ve net bir şekilde borç ikrarını içermediğini ve kambiyo vasfı niteliğini kaybettiğini belirterek müvekkilinin söz konusu takip nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; söz konusu protokolde müvekkili adına atfen atılan imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının savunmasına dayanak yaptığı 07/10/2011 tarihli protokolde davalı adına atfen atılan imzanın davalıya ait olmadığı, öte yandan davacının takip konusu senet bedelini ödediğine dair yazılı bir delil de sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Kambiyo senetleri 6102 sayılı TTK.'da düzenlenmiş olduğundan bu senetlerden kaynaklanan uyuşmazlık aynı kanunun 4. maddesi kapsamında ticari dava niteliğindedir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK.'nın değişik 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kamu düzenine ilişkin olup davanın her safhasında mahkemece resen gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece somut olayda davanın asliye ticaret mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,peşin harcın istek halinde iadesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.