MAHKEMESİ : Kumluca 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/11/2013NUMARASI : 2011/438-2013/717Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalının kefili olduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili davanın reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile icra takibinin dayanağı 13.12.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinde imzasının bulunduğu, ancak sorumlu olacağı miktarın yazılı olmadığı her ne kadar sözleşmenin 12. maddesinde bu sözleşmenin sonunda imzası bulunan kefil veya kefiller sözleşme sonunda ayrıca meblağ belirtilmemiş ise yukarıda belirtilen kredi miktarı üzerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak tekeffül ederler demekte ise de kredi sözleşmesinin bu maddesinin genel işlem koşulları niteliğinde olduğu kefalet sözleşmesinin şekli koşullara uygun olmadığı bir başka ifade ile geçersiz olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık 31.12.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, dava 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun yürürlükte olduğu 21.09.2011 tarihinde açılmıştır. Bu durumda somut olayda uyuşmazlığın 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun kefalete ilişkin hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Anılan kanunun 484. maddesine göre kefaletin geçerliliği yazılı şekilde yazılmasına ve kefilin sorumlu olacağı belirli bir miktarın (kefalet limitinin) gösterilmesine bağlıdır. Somut olayda sözleşmede kefalet limiti yazılı değil ise de kullandırılacak kredi limitinin 50.000 TL olduğu sözleşme içeriğinden anlaşılmaktadır.Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı azami miktar gösterilmemiş olmakla birlikte sözleşme içeriğinden kefilin sorumlu tutulabileceği miktarın anlaşılabildiği hallerde kefaletin geçerli olacağı 12.04.1944 tarih 14/13 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı ile kabul edilmiştir. Bu durumda mahkemece somut olay bakımından sözleşme ve dava tarihi gözetildiğinde uygulanması gereken yukarıda tarih ve numarası yazılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı karşısında kefaletin geçerlilik koşullarını taşıdığı gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.