Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10550 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18499 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ...'nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasındaki çerçeve sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalıya zeytin sattığını, davalı tarafın müvekkili aleyhine ceza faturaları düzenleyerek borcunu ödemekten kaçındığını, davalı tarafından düzenlenen bu faturaların müvekkilince kabul edilmediğini ileri sürerek 151.528,46 TL alacağın temerrüt tarihi olan 24.10.2013 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasındaki çerçeve sözleşmesinin 8. maddesine uygun olarak müvekkilince ceza faturaları düzenlendiğini, ürünlerin siparişe uygun olmadığının tespit edildiğini, haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, tacir sıfatı bulunan davalının ürünün anlaşmaya aykırı olarak teslim edilmesi halinde süresi içinde ayıp ihbarı ile iade etmesi gerektiği, davalı tarafça bir kısım, ürünler için ayıp ihbarı yapılmasına rağmen ayıplı malın iadesinin dosya kapsamı itibari ile, kanıtlanmadığı kaldı ki bahse konu cezai şart faturalarının hangi siparişlere ilişkin olarak düzenlendiğinin belli olmadığı bir başka anlatımla davalı tarafça düzenlenen cezai şart fatularının bir dayanağının bulunmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne 151.528,46 TL alacağın 24.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davalı ayıplı olduğunu savunduğu malları davacıya iade ettiğini ve davacının da iade edilen bu malları kabul ettiğini sözleşmenin, 8. maddesinde belirtilen % 20 oranındaki cezai şartın iade edilen ve davacı tarafından kabul edilen bu malların % 20'si olduğunu savunarak, rapora itiraz etmiştir. Mahkemece davalının bu yöndeki itirazları gözetilerek davalı tarafından ayıplı olduğu iddiasıyla iade edilen malların davacı tarafça kabul edildiği yönündeki maddi olgu ve sözleşmenin 8. maddesi hükmü tartışılmak suretiyle yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp deliler hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.350.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 13/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.