Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10428 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2839 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında, aracının malı teslim alarak davalıya teslim ettiği, ödenen parayı da alarak mal sahibine iadesi şeklinde ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili tarafından sözleşmeye konu malların bu örf ve adete uygun olarak aracı vasıtası ile davalıya teslim edilmesine rağmen davalının fatura borçlarını ödemediği gibi kendisine teslim edilen fatura içeriğine süresi içinde itiraz etmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın zaman kazanmaya yönelik haksız bir itiraz olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında alım satım akdi bulunmadığını, müvekkiline teslim edilen bir fatura ve mal olmadığından yetkili mahkemenin genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerektiğini, buna göre yetkili mahkemenin Simav mahkemeleri olduğunu, davacının malları teslim ettiğini iddia ettiği aracı olarak tabir ettiği kişilerin bizzat davacı şirket elemanı ve temsilcisi olduğunu ve müvekkiline teslim edilmiş bir mal bulunmadığını, malların aracılara teslim edilmiş olmasının davalıya teslim edildiği anlamına gelmeyeceğini, faturaların düzmece faturalar olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında uzun süredir devam eden mal alım satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu, HMK'nın 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa yeri mahkemesinde de açılabileceği, davacının kabulünde olduğu üzere malın teslim yerinin Simav olduğu, buna göre yetkili mahkemenin Simav mahkemeleri olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve süresi içinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili Simav asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin yetkisine, hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olması durumunda, İİK'nın 50. maddesi uyarınca mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir. Zira bu yön itirazın iptali davasının dava koşullarından biridir. Somut olayda icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş olduğu halde mahkemece icra dairesine yönelik yetki itirazı incelenmeden mahkemenin yetkisi yönünden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.