Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10413 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1384 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 17/06/2015NUMARASI : 2014/790-2015/511 Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, müvekkili tarafından 02.09.2010 tarihli fatura ile satın alınan ve bedeli ödenen akıllı tahta ve “Magic Eye” malzemelerinden gerekli randımanın sağlanamadığını, Tuzla Sulh Hukuk Mahkemesi'nce 2012/56 D.İş sayılı dosyasından alınan 20.07.2012 tarihli tespit raporu ile cihazın ayıplı olduğunun saptandığını ileri sürerek, 79 adet “Magic Eye” ayıplı cihazın bedeli olan 63.848,24 TL'nin 02.09.2010 tarihinden itibaren avans reeskont ticari faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, teslim edilen malların davacı tarafından kullanılmaya başlandığını ve herhangi bir şikayetin söz konusu olmadığını, davacı tarafından kanuni muayene ve ihbar sürelerine riayet edilmediğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı tarafından davacıya satışı yapılan cihazların ayıplı olmadığının tespit edildiği, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 20. maddesinde; “(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir. Dosyada davanın ilk açıldığı İstanbul 5. Tüketici Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi istemine ilişkin bir dilekçeye rastlanılmamıştır. Mahkemece bu yön üzerinde durulup HMK'nın 20. maddesi çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.