TARİHİ : 20/03/2015NUMARASI : 2015/12-2015/57DAVACI : ..DAVALI : ..Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.- K A R A R -Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine kambiyo senedine dayalı takip yaptığını, alacağın tahsili için ilgili dosyadan yenileme emri gönderildiğini, müvekkilinin ödeme emrindeki borçlu şahıs olmadığını, isim benzerliği nedeniyle yanlışlık yapıldığını ileri sürerek, yenileme emrinin iptalini, davalıdan tazminat tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket yetkilisi ön inceleme duruşmasında, aleyhine takip başlattıkları borçlunun davacı Şükrü Caşkurlu olmadığını, davacı hakkında herhangi bir alacak taleplerinin bulunmadığını, davayı alacaklarının olmadığı şeklinde kabul ettiğini savunarak, tazminat talebinin reddini, aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilmemesini istemiştir.Mahkemece, davacının talebinin davalıya takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine yönelik olduğu, her ne kadar yenileme emrinin iptali şeklinde icra hukuk mahkemesine şikayet yoluna başvurulmuş ise de talep sonucunun şikayet başvuru yolunun unsurlarını oluşturmadığı için görev dava şartının resen gözetilerek görevsizlik kararı verildiği, asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla davanın görüldüğü, davalının davacıdan alacağı bulunmadığı beyanıyla davayı ilk celsede kabul ettiği, kabulün davayı sona erdiren taraf işlemi olduğu, davalı alacaklının maddi hata nedeniyle davacı aleyhine işlem yaptığı gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulüne, kötü niyet olmaması nedeniyle tazminat talebinin reddine, HMK' nın 312. maddesi gereğince davalının dava açılmasına sebebiyet vermemesi ve kabulü nazara alınarak davalı aleyhine giderlere hükmedilmemesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı, asliye hukuk mahkemesi'ne “İcra Hukuk” sıfatıyla vermiş olduğu dava dilekçesinde, “yenileme emrinin isim benzerliği nedeni ile kendisine tebliğ edildiğini, davalı ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını” iddia ederek şikayette bulunmuştur. Mahkemece buna rağmen davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılıp, talep menfi tespit niteliğinde yorumlanarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının talebi, ilgili takip dosyası ve tarafların beyanları birlikte değerlendirildiğinde talebin icra müdürlüğünün işlemini şikayet yoluyla giderilmesine yönelik olduğu ve bu nedenle davaya icra hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek davanın menfi tespit davası gibi algılanıp, ticaret mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 28/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.