MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen 05.06.2012 tarihli ilk hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 28.03.2013 tarihli kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan 2013/1741 E., 2013/5496 K. sayılı bozma ilamında "...Dava, bonodan kaynaklı olarak açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf sözkonusu bononun davalı ile aralarında yaptıkları taşınmaz taksimi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, taksimin gerçekleştirilmesine rağmen bononun takibe konulduğunu iddia etmiş, davalı ise savcılıkta alınan ifadesinde bononun teminat olarak alındığını, davacının taksime ilişkin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğinden bononun takibe konulduğunu beyan etmiştir. Mahkemece bu durumda ispat yükünün yer değiştirdiği dikkate alınarak, davalının takibe konu bononun teminat fonksiyonunu sürdürüp sürdürmediği konusunda delilleri toplanarak, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." denilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, yapılan inceleme ve dinlenen davalı tanıklarından ...' nın ifadesinde; "Ben ... ve ...' ın büyük kardeşleri olurum. Tarihi tam hatırlamamakla beraber üç ... köyündeki arazimizin sözlü olarak taksim ettik ve ilerde aramızda bir anlaşmazlık olmasın diye de aramızda ayrı ayrı üç tane senet imzaladık. Senetleri de ben alarak ...' ya götürdüm. Kardeşim ... ...' te yaşamaktadır. Bildiğim kadarıyla köye gittiğinde ..., ...' a taksim ettiğimiz arazinin kendisine düşen kısmını kullandırtmamış. ... da buna sinirlenerek benden senedi istedi. Boş olan senedi doldurarak icraya koymuş" şeklindeki beyanından bononun teminat fonksiyonunun devam ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1- Davalı vekilinin verdiği temyiz dilekçesi temyiz defterine kayıt edilmediği gibi, harç da yatırılmadığından temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2- Hükmüne uyulan bozma ilamından sonra davalı aleyhine davaya konu bono ile ilgili olarak Sulh Ceza Mahkemesi' nin 2012/61 E. sayılı dosyasından "açığa atılan imzanın kötüye kullanılması" suçundan dolayı ceza davası açılmış ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Sözkonusu ceza yargılamasında verilecek karar, TBK 74. maddesi gereğince görülmekte olan davayı etkileyeceğinden, ceza yargılamasının sonucunun beklenmesi gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, davacı vekilinin sair temiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 07/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.