Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1011 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9231 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : ........ Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/03/2015NUMARASI : .....................DAVACI : .............DAVALI : ...................Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından başlatılan takibe konu bonoda borçlu olarak ............................iş ortaklığı gösterilmiş ise de bu senet üzerinde müvekkiline ait imza bulunmadığını, müvekkilinin imza atmadığı bir bonodan dolayı borçlu olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, icra takibinin müvekkiline ve.....................sunulan 24.11.2010 tarih ve 06056 yevmiye nolu iş ortaklığı beyannamesi uyarınca ortaklığa karşı başlatıldığını, pilot ortak olan dava dışı şirket temsilcisinin iş ortaklığının nam ve hesabına tek başına temsile tam yetkili olduğunu, ortaklığa yönelecek tüm yükümlülüklerin yerine getirilmesinde müştereken ve müteselsil olarak sorumlu olduklarını, söz konusu beyanname uyarınca pilot ortak temsilcisi tarafından takibe ve davaya konu bononun imzalandığını, dolayısıyla imzalanan bono nedeniyle her iki ortağın sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davacı ile dava dışı şirket arasında .......Noterliği'nin 02.08.2011 tarih ve 1157 yevmiye numaralı iş ortaklığı sözleşmesi ile adi ortaklık kurulduğu, söz konusu sözleşmenin 9. maddesinde ortaklardan herhangi birinin diğerinin haberi olmadan üçüncü kişilere bono, senet ve kefalet veremeyeceği; yine aynı sözleşmenin 13.maddesinde ise ortaklığın.............. ile şirketin müdürünün birlikte atacakları imzalar ile temsil edileceğinin kararlaştırıldığı, takip dayanağı bonoda adi ortaklık altında tek imzanın mevcut olduğu, öte yandan davalı tarafından dayanak alınan 24.11.2010 tarih ve 6056 yevmiye nolu ''İş Ortaklığı Beyannamesi"nde ise üçüncü kişilere karşı temsile ilişkin bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla davacının bonodan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile borçlu olmadığının tespiti ile lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davacı ve dava dışı .................... arasındaki adi ortaklık tarafından keşide edilen bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takibe karşı adi ortaklığı oluşturan kişilerden davacının tek başına açtığı menfi tespit davasıdır.Takibe konu bono davacı tarafından şahsen keşide edilmiş bir bono olmayıp, adi ortaklık tarafından keşide edildiğinden bu bonoya karşı açılacak menfi tespit davası adi ortaklık tarafından açılabilecektir. Bu itibarla mahkemece davacıya diğer adi ortağın davaya katılımını veya adi ortaklık adına iş bu davanın davacı tarafından açılmasına muvafakatini sağlaması için mehil verilip, bu husus gerçekleştiği takdirde işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde davacı tarafın aktif dava ehliyeti tamamlanmadan esasa girilerek karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 27/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.