Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10013 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 4304 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. A.... ile davalı F....... ile vek.Av. E.....'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.Davacı banka ile dava dışı S……. Ltd.Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı F.......'ün maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde 30 milyarlık ipotek tesis ettiği ve ipotek limiti miktarınca borçtan müteselsil kefil olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.Dava, davacı tarafından davalı hakkında yapılan haciz yolu ile takibe yönelik itirazın iptali davasıdır. Davalı vekili, müvekkilinin kredi sözleşmesinde kefalet imzası olmadığını, ancak ipotek nedeniyle sorumlu olduğunu kefil olma iradesi bulunmadığını, kat ihtarının tebliğ edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalının ipotek resmi senedinde kredi borcuna müteselsil kefil olmayı kabul ettiği, kefalet aktinin BK.nun 484. maddedeki koşulları taşıdığından geçerli olduğunu, bu nedenle 30.000.000.000.TL. asıl alacak 402.600.000.000.TL. işlemiş faiz 20.130.000.000.TL. BSMV üzerinden itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %240 temerrüt faizi yürütülmesine, %40 icra inkar tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle ipotek resmi senedindeki kefalet iradesinin BK.'nun 484.maddedeki koşulları taşıdığından davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2- Davalı vekilinin kat ihtarının tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin temyizine gelince; kat ihtarı davalıya Tebliğat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiştir.Tebliğat Kanunun 20,21 ve Tüzüğün 28.maddesi uyurınca muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan her biri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komsu, yönetici, kapıcı muhtar, ihtiyar kurulu , zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Bu şekil geçerlilik koşuludur. Somut olayda muhatabın ne sebeple adreste bulunmadığı tevsik edilmemiştir.Bu hali ile kat ihtarının tebliğine ilişkin tebligat geçersiz olup, davalının icra takibi ile temerrüde düştüğünün kabulü gerekirken, yazılı şekilde 11.1.1998 tarihinden itibaren davalının temerrüt faizi ile sorumlu tutulacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 450.00.-YTL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.