Hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 28/03/2016 tarihli ve 2015/26743 soruşturma, 2016/3574 esas, 2016/2901 sayılı iddianamenin, söz konusu suçun şikayete bağlı olması ve müştekinin şikayetinin tespit olunmadığından bahisle iadesine dair Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/04/2016 tarihli ve 2016/235 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/04/2016 tarihli ve 2016/395 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/09/2016 gün ve 348029 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi: İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, kamu görevlisinin emeklilik veya istifa gibi nedenlerle görevinden ayrılmış olsa bile görevinden dolayı işlenen hakaret suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, anılan sevk maddesindeki suçun da soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olmadığı gözetilmeden, itirazın bu nedenle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” denilmektedir. OLAY: Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 28/03/2016 tarih, 2015/26743 soruşturma ., 2016/3574 esas sayılı dosyası ile şüpheli ... hakkında " Olay tarihinde ....Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu, şüphelinin 17/08/2015 günü saat 19.00 sıralarında, hükümlü arkadaşları (tanıklar) .... ve ... ile birlikte hükümlülerin dinlenmesi için kullandıkları ve cezaevinin iç kısmında bulunan bahçede kendi aralarında sohbet ettikleri, tarafların cezaevinde kullanılan izinlerle ilgili olarak konuştukları esnada, şüphelinin "hükümlülerin iznini kullanmasındaki prosedür ile ilgili olarak (olay tarihinde Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanı olan) mağdur ....'e mektup yazdığını, ancak cevabın olumsuz geldiğini" söylediği, şüphelinin daha sonra bir anda "... senin ananı avradını sinkaf edeyim" diyerek mağdura ...'e hakaret ettiği " iddiası ve TCK'nın 125/3-a, 4, 53, 58 maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile iddianame düzenlenmiştir. Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesi 04/04/2016 tarih 2016/235 iddianame değerlendirme nolu kararı ile "Şüphelinin mağdur ...'e hakaretinden dolayı TCK'nın 125/3-a, 4, 53, 58 maddelerine göre cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de, suç tarihi olan 14/08/2015 tarihinde ...'ün Cumhurbaşkanı olmadığı gibi suç tarihinde kamu görevlisi sıfatının da bulunmadığı, TCK'nın 125/3-a maddesinin "kamu görevlisine karşı görevden dolayı" hakareti düzenlemiş olup mağdurun suç tarihinde kamu görevlisi olması ve hakaretin de görevden dolayı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesinin gerekli olduğu, mağdurun suç tarihinde kamu görevlisi olmadığından eylemin TCK'nın 125/1 maddesinde düzenlenen suçu oluşturabileceği, bu suçun takibinin şikayete bağlı olduğu, dosya içinde mağdurun da şikayetinin bulunmadığı anlaşılmakla, şikayet soruşturmanın ön şartı olduğundan bu hususta mağdurun beyanı alınarak şikayeti var ise buna göre işlem yapılması, şikayetinin olmaması halinde suçla ilgili yargılama yapılamayacağı" gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verilmiştir. Eskişehir Başsavcılığının 06/04/2016 tarih 205/26743 soruşturma sayılı yazısı ile iade kararına itiraz üzerine, Eskişehir 1.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 08/04/2016 tarih, 2016/396 değişik iş sayılı kararı ile iade nedenleri haklı ve yerinde bulunduğundan itirazın reddine karar verilmiştir. Hukuksal Değerlendirme: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174/1. maddesinde; "Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle; a) 170.maddeye aykırı olarak düzenlenen, b) Suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut delil toplanmadan düzenlenen, c) Önödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir." Aynı Kanun’un 170/3.maddesinde; "Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede; a) Şüphelinin kimliği, b) Müdafii, c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği, d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanuni temsilcisi, e)Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği, f) Şikayette bulunan kişinin kimliği, g) Şikayetin yapıldığı tarih, h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, j) Suçun delilleri, k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı, tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri, gösterilir." hükümleri yer almaktadır.TCK'nın 299. maddesinde; “(1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Suçun alenen işlenmesi halinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır. (3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlıdır.” hükmü nazara alındığında, TCK'nın 299. maddesinde düzenlenen suç, Cumhurbaşkanına karşı hakaret eyleminde bulunulmasıyla oluşacağından, eylemin Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan kişiye karşı işlenmiş olması gerekir. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı görevi sona erdikten sonra bu görevle ilgili olarak hakaret edilse dahi, TCK'nın 299. maddesi uygulanamayıp, TCK'nın 125, 130. maddelerindeki hakaret suçlarını oluşturacaktır. TCK'nın 125. maddenin birinci fıkrasında ise suçun temel şekli, üçüncü fıkrasında ise nitelikli halleri düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 131/1. maddesi uyarınca, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret dışında kalan hakaret suçlarının takibi şikayete bağlıdır. Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunda ise, hakaretin yalnızca görevin yerine getiriliş biçimiyle ilgili olması şart değildir. Hakaret, kamu görevlisinin görevine veya görevin yerine getiriliş biçimine yönelik olabilir. Herhangi bir kamu görevine karşı duyulan düşmanlık sebebiyle o görevi ifa eden veya etmiş olan görevliye hakarette de illiyet bağının varlığının kabulü gerekmektedir. Ayrıca TCK'nın 299. maddesinden farklı olarak, görevin yapılması sırasında veya yapılmasından sonra görev nedeniyle işlenen hakaret ile TCK'nın 125/3-a. maddesinde düzenlenen suç oluşabilir. Belirtilen nedenlerle, mağdurun suç tarihinde kamu görevlisi olmadığından, eylemin TCK'nın 125/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturabileceği, bu suçun takibinin şikayete bağlı olduğu, mağdurun beyanı alınarak sonucuna göre işlem yapılması gerektiği yönündeki iddianamenin iadesi kararı ve dolayısıyla bu karara karşı yapılan itirazı inceleyen merciin verdiği ret kararı hukuka aykırıdır. Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, 1- Eskişehir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/04/2016 tarih ve 2016/235 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/04/2016 tarihli ve 2016/395 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 2- Aynı yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 31/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.