Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9225 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10477 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : 3 - 2013/117771MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 13/11/2012NUMARASI : 2008/81 (E) ve 2012/1316 (K)Suç : HakaretYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak; 1-TCK'nın 125/3-a maddesinde düzenlenen hakaret suçunun, kamu görevlisine karşı görevi nedeniyle işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiş, eylemin görev nedeniyle olmaksızın sırf görev sırasında işlenmesi ise nitelikli hakaret kabul edilmemiştir.Yargılamaya konu somut olayda, müştekinin resmi polis aracı ile seyir halinde iken yolun karşısına geçen sanığı uyarmak için korna çalması üzerine sanığın kendisine sinkaflı sözlerle hakaret etmesi üzerine araçtan inip uyarmak istediği sırada tekrar sanığın sinkaflı sözlerle hakaret ettiği olayda, hakaret suçunu oluşturan sözleri trafikte müştekinin kendisine korna çalması nedeniyle söylemesi nedeniyle , eylemin TCK'nın 125/1. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, aynı Kanunun 125/3-a maddesi ile hüküm kurulması,2- Sanığın soruşturma aşamasında verdiği beyanında. bir başka dava nedeniyle Manisa Ruh ve Sinir Hastalık Hastenesi'ne mahkemenin sevk etmesi üzerine bu hastanede tedavi gördüğünü belirtmesi karşısında suç tarihi itibariyle TCK'nın 32. maddesi uyarınca, “akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı” konusunda, Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınarak, sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3-TCK'nın 53/l-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar geçerli olacağının düşünülmemesi,4-Tekerrüre esas sabıkası bulunmasına rağmen, TCK'nın 58. maddesi uygulanmaması,Kanuna aykırı ve sanık B.. K.. müdafiniin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA,yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.