MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmeHÜKÜMLER : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Sanığa yükletilen suç delillerini gizleme, değiştirme veya yok etme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmemiş ise de, mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK'nın 53. maddesinin 1 ila 3. Fıkralarında öngörüldüğü biçimde infaz evresinde re'sen uygulanması mümkün görüldüğünden bozmayı gerektirmediği, Anlaşıldığından, sanık ...'ün ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2- Görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinde; A- TCK'nın 265. Maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alınmalıdır. Somut olayda; müşteki anlatımları, olay tutanağı içeriği ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın, jandarma görevlilerine elindeki telefonun alınmaması için saldırgan tavırlar sergilediği, el kol hareketi yapıp bağırıp çağırarak karakola gitmemek ve kelepçe taktırmamak için direndiğinin kabul edilmesi karşısında, görevlilere karşı görevin yapılmaması için gerçekleştirilen cebir veya tehdit eylemlerinin nelerden ibaret olduğu karar yerinde tartışılıp değerlendirilmeden, yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, B- Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın, Cumhuriyet Savcısı odasında ifadesi alındığı esnada "bu tutanağı kim yazdı, şimdi gidip....la görüşeceğim, kendisine terbiyesizliğini bildireceğim" şeklindeki ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun yasal unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden, eylemin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek; başka eyleme ilişkin kabule ve yetersiz gerekçeyle sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, C- Kabule göre de, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının kanuni sonucu olarak, TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ...'ün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.