MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaretHÜKÜMLER : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; sanığın, polis memuru olan müştekilere yönelik söylediği kabul edilen '' siz kimsiniz lan, ben size kimlik falan vermem'' şeklindeki ifadelerinin şikayetçilerin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, 2- Görevi yaptırmamak için direnme suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bunun dışında, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunulması durumunda görevli memurların, bireysel özgürlüğü ve beden bütünlüğünü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Kamu görevlisinin kendisine verilen görevi yerine getirmesini engellenmesine karşı yasal düzenlemeyle görevli memura yönelik koruma sağlamaktadır. TCK cebir terimi maddi ve manevi zorlamayı içermektedir. Maddi cebir yaralama suçu oluşturacak şekilde bir şiddet içerdiği, şiddetin de bireye yönelik fiziksel güç kullanılması olarak tanımlandığı kabul edilmektedir. TCK 265/1. maddesinde tanımlanan cebir öğesi, görevini yerine getirmeye çalışan kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâl kapsamında olmasıdır. Cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder. Bu açıklamalar çerçevesinde, rapor alınması amacıyla müştekiler tarafından hastaneye götürülen sanıktan kimlik istenmesi üzerine sanığın “ ben size kimlik vermem” diyerek müşteki ...’ın üzerine yürüdüğünün kabul edilmesi karşısında, sanığın hangi görevin yapılmasını engellemeye yönelik cebir kullandığı irdelenmeden ve sanığın eyleminin yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan, sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 3- Sanığın hakaret eylemini hastanenin acil bölümünde gerçekleştirdiğinin belirtilmesi karşısında, eylemin gerçekleştiği yerin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek sonucuna göre sanık hakkında TCK'nın 125/4 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, 4- Sanığın adli sicil kaydında daha ağır ceza içeren hükümlülüğü bulunmasına karşın, daha hafif olan mahkumiyetin tekerrüre esas alınması, Kanuna aykırı ve sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken aleyhe temyiz olmadığından, 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.