MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaretHÜKÜM : MahkumiyetKARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: A- Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Hakaret suçunun aleni ortamda işlendiğinin anlaşılması karşısında, TCK'nın 125/4. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemiş ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak; Sanık hakkında ... Ceza Mahkemesinin 2008/493 E.- 2008/990 K. sayılı kararı ile verilen doğrudan para cezasına ilişkin kesin nitelikteki hükümlülüğün, 1412 sayılı CMUK'nın 305/son maddesi uyarınca tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık ...'ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısmın hüküm fıkrasından çıkarılması biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMASINA, B- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün temyizine gelince; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-TCK’nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçimlik hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alındığında, müştekilerin anlatımları, olay tutanağı içeriği ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın kelepçe takılmak isterken bunu engellemeye çalıştığı sırada müşteki polis memurunun silah techizat kemerinin koptuğu olayda, TCK'nın 265. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunun cebir ve/veya tehdit unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği gösterilmeksizin yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; a-Birden fazla kamu görevlisine karşı direndiği kabul edilen sanık hakkında TCK'nın 43. maddesi uygulanmaması, b-Sanık hakkında ... Ceza Mahkemesinin 2008/493 E. -2008/990 K. sayılı kararı ile verilen doğrudan para cezasına ilişkin kesin nitelikteki hükümlülüğün, 1412 sayılı CMUK'nın 305/son maddesi uyarınca tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ...'ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.