Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3630 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3253 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Hakaret HÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak,1-TCK’nın 128. maddesinde düzenlenen ve Anayasanın 36. maddesiyle de güvence altına alınan iddia ve savunma dokunulmazlığı; şahısların yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde, serbestçe ve hiçbir endişenin etkisi altında kalmaksızın haklarını özgürce iddia edebilmeleri veya kendilerini savunabilmeleri imkanının sağlanmasını ifade eder. Eğer böyle bir hak olmazsa, iddia ve savunma serbestçe yapılamayacak ve söylenmesi gereken, cezai yaptırıma maruz kalma korkusuyla ifade edilemeyeceğinden, yapılan yargılama sonucunda hedeflenen, “gerçeğe ulaşma” ve “adaletin gerçekleşmesi” de söz konusu olamayacaktır. Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere; İddia ve savunma hakkının kullanılması bağlamında, kişiler açısından somut isnat ifade eder nitelikte maddî vakıaların ortaya konulması ya da kişilerle ilgili olumsuz değerlendirmelerde bulunulması mümkündür. Bu somut isnatlar veya olumsuz değerlendirmeler, iddia ve savunma hakkının kullanılmasıyla ilişkilendirilememesi durumunda, hakaret ve hatta iftira suçu oluşturur. Ancak, sanığın bu isnatlarını her zaman ispatlaması da aranmamalıdır. Keza, bulunulan somut isnatların veya yapılan olumsuz değerlendirmelerin uyuşmazlıkla ilişkili olması lazım olup, uyuşmazlığın çözümü açısından faydalı olması da gerekmemektedir..Davaya konu somut olayda, sanığın, yargılandığı davada avukat olan katılan ... hakkında “Daha önce azlettiğim ... çift taraflı vekaletname almak suretiyle bu işin içindedir, karekter olarak son derece küfürbaz, agresif bir yapıya sahiptir” dedikten sonra katılan ...'u da hedef alarak “Hukuk, mafya, polis içeriye sızdırılmış casus niteliğinde aile” biçiminde söylediği sözlerin, yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda TCK'nın 128. maddesi kapsamında iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kalıp kalmadığının tartışılmaması, 2-Birleşen davaların iddianamelerindeki anlatım ve sevklerde ... müşteki olarak yer almadığından, CMK'nın 225. maddesine aykırı biçimde diğer müştekiler yanında ona hakaret de sabit kabul edilip TCK'nın 43. maddesinin uygulanmasına esas alınması, 3-Kabule göre de, katılan ... avukat olup, hakaret kabul edilen sözler görevi nedeniyle söylendiğinden, sanığın eyleminin TCK'nın 125/3-a maddesine uyduğunun gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.