Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 357 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 12213 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, kasten yaralama, hükümlünün kaçmasıHÜKÜMLER : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre ve katılan ...’ın temyiz talebinin kendisine yönelik kasten yaralama ve görevi yaptırmamak için direnme eylemlerine ilişkin olduğu belirlenerek dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1) Sanığa yükletilen hükümlünün kaçması eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, a) Sanığın eylemini silahla gerçekleştirmesi nedeniyle TCK’nın 292/3 maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ve TCK’nın 62. maddesinin uygulanması sonucunda eksik cezaya hükmedilmiş ise de karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı, b) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması ve yine aynı Kanunun 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmemiş ise de, mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak infaz evresinde re'sen, TCK'nın 53. maddesinin 1 ilâ 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde uygulanması mümkün görüldüğünden, bu hususların bozmayı gerektirmediği, Anlaşıldığından, sanık ...’nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2) Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin temyizinde ise; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; a) Sanık hakkında kasten yaralama suçundan belirlenen temel cezadan, TCK'nın 86/3-e maddesi uyarınca ½ oranında arttırım uygulanması gerekli iken, 1/6 oranında arttırım uygulanarak, eksik ceza tayin edilmesi, b) Sanığın görevi yaptırmamak için direnme eylemini birden fazla görevliye karşı gerçekleştirmesine rağmen TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanmaması, c) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması, d) TCK'nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık ... ve katılan ...’ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.