Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 346 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 20736 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret, trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokmaHÜKÜMLER : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1) Sanığın, 2.08 promil alkollü olarak araç kullandığının kabulü karşısında, sanığın eyleminin TCK’nın 179/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek ve sanığa ek savunma hakkı da verilmeden, TCK'nın 179/1 maddesi uygulanmak suretiyle CMK'nın 226. maddesine aykırı davranılması, 2) Katılan ... ve ...’ün, sanığın hakaret etmediğini, olay sırasında yanında bulunan temyiz incelemesi dışı diğer sanığın hakaret ettiğini beyan etmeleri, diğer polis memurlarının ise her iki sanığın da hakaret ettiğini beyan etmeleri karşısında, bu beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden ya da hangi anlatıma, hangi gerekçeyle üstünlük tanındığı da tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle hakaret suçundan hükümlülük kararı verilmesi, 3) TCK'nın 265/1. fıkrasında tanımlanan görevi yaptırmamak için direnme suçunun oluşması için, kamu görevlisine karşı görevini gerçekleştirmeden veya görevini gerçekleştirdiği sırada cebir veya tehdit fiillerinin işlenmesi gerekir. Bu eylemlerin görevin yerine getirilmesini engellemeye veya güçleştirmeye elverişli olması gerekir. İncelemeye konu olayda; müşteki ve katılanların soruşturma ve kovuşturma evresindeki ifadelerinde, sanığın kendilerine karşı tehdit, herhangi bir darp ya da cebirde bulunduğuna ilişkin beyanlarının bulunmaması karşısında, görevliye direnme suçunun cebir veya tehdit unsurunun ne şekilde gerçekleştiği, kanıtlara dayalı olarak gösterilmeden, yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, 4) Kabule göre de; a) Hakaret suçunun aleni bir yer olan yol kenarında işlenmesine karşın, TCK'nın 125/4. maddesinin uygulanmaması, b) Görevi yaptırmamak için direnme suçunun birden fazla kamu görevlisine karşı gerçekleştirilmesine rağmen TCK’nın 43/2.maddesinin uygulanmaması, c) Sanık hakkında TCK'nın 62. maddesinde öngörülen "failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri" gibi hususlar değerlendirilmeden, “Sanığın savunması kabul edilmediğinden, sanık lehine 62.maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle takdiri indirimin tatbik edilmemesi, d) Adli sicil kaydında hükümlülüğü bulunan sanığın cezasının TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmemesi, e) TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması, f) TCK'nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.