Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2117 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 20974 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hakaret, tehdit, yaralama, mala zarar verme, görevi yaptırmamak için direnmeHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1- Sanık hakkında , katılan ...'e yönelik hakaret, mala zarar verme ve yaralama suçlarına ilişkin kararda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ...'nin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 2- Sanık hakkında, görevlilere yönelik hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümlere ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: Sanığa yükletilen hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, Hakaret suçunda, TCK'nın 62. maddesi uyarınca yapılan indirim sırasındaki hesap hatası nedeniyle sonuç hapis cezası 1 yıl 2 ay 17 gün yerine, 14 ay 18 gün olarak eksik belirlenmiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılmayacağı, TCK'nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun kapsamı açısından anılan Kanun maddesinin 3 fıkrası hükmü gözetilmemiş ve TCK'nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hüküm, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmiş ise de, infaz aşamasında resen dikkate alınabileceğinden bu hususların bozmayı gerektirmediği, Anlaşıldığından, sanık ...'nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 3- Tehdit suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince; Hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. madde hükmü uyarınca, sanığa atılı TCK’nın 106. maddenin 1. fıkrasının 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu suçun, CMK'nın 253/4. fıkrasına eklenen 06.06.2009 tarihli düzenlenmeden önce işlenmesi karşısında; anılan Kanunun 35. maddesiyle değişik CMK’nın 254. maddesi gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...'nin temyiz nedenleriyle tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.