MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi(CMK 250 ile Yetkili)SUÇLAR : Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve fuhuşHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihi dikkate alınıp, ayrıca hükmolunan cezaların süreleri itibarıyla koşulları bulunmadığından sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin CMUK’nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilerek yapılan inceleme sonunda dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ; 1- Sanığa yükletilen suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Cezanın Kanuni bağlamda uygulandığı, Anlaşıldığından sanık müdafilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde gör??lmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2- Fuhuş suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyize gelince; Sanığa yükletilen fuhuş eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak; 1- Dosya kapsamına göre, sanığın cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliklerinden yararlanarak mağdurları fuhşa sevk ettiğine dair delil elde edilemediği gibi, çaresizlikten söz edebilmek için kişinin muhtaç durumda bulunması, bu muhtaç halin yarattığı sonuçtan yararlanılarak sömürülmesinin gerektiği, TCK'nın 227/4. maddesinde belirtilen çaresizlik halinden, hayatını devam ettirmek, bir yerde kalmak veya gitmek gibi konularda yapacak bir şeyi olmayan kimsenin durumunu anlamak gerekli olup, bu nitelikli halin varlığının kabulü için mağdurun üstesinden gelemeyeceği bir çaresizlik ortamında da bulunması gerektiği cihetle; mağdurların yaşadıkları ekonomik güçlükler nedeniyle rızaları ile fuhşa yönelmelerinde sanığın mağdurların çaresizliklerinden yararlandığından söz edilemeyeceği de gözetilmeden anılan fıkra ile artırım yapılmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini, 2- TCK'nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup, kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek; örgüt mensubu olmaktan mahkum olan sanık hakkında örgütün faaliyeti kapsamında işlediği fuhuş suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin anılan maddenin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.