Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19337 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 20493 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaretHÜKÜMLER : MahkumiyetKARARYerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.Ancak;1- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu'nun 2013/13-293 esas, 2013/297 karar sayılı ve 11.06.2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK'nun 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür.Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Suçun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hareketin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın, olay günü emniyet müdürlüğü binası önünde yolu kapatarak aracını park etmesi nedeniyle nöbetçi koruma görevlisi olan müşteki ...'nun kendisini uyarması üzerine, müştekiye “sana bunun hesabını soracağım” diye tehditte bulduktan sonra alkollü olması nedeniyle rapor alınması için götürüldüğü hastanede muayene olmayı kabul etmeyerek hastane binasından ayrılmak istediği sırada görevli memurlar ... ve ...'nın kendisine müdahale etmesine sinirlenerek müşteki ...'nın yakasını iki eliyle tutup “Senin hayatını bitiririm, tayini çıkartırım, ... gezdirmem, seni yaşatmam” diyerek tehditte bulunması biçiminde açıklanan eylemlerinin bir bütün olarak TCK’nın 265/1 ve 43/2. maddelerinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, müştekiler ... ve ...'ya yönelik eylemleri ile müşteki ...'ye yönelik eylemleri nedeni ile ayrı ayrı ceza verilmesi, 2- Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın, müşteki ...'ye söylediği kabul edilen "Elinden ne geliyorsa yap lan..." şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi,3- Kabule göre de,a- Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması,b- Hakaret eyleminin aleni sayılan sokakta işlenmesine karşın, TCK'nın 125/4. maddesinin tatbik edilmemesi,Kanuna aykırı ve sanık ...'nun temyiz nedenleriyle tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden yargılama yapılırken 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.