MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇLAR : Hakaret, tehditHÜKÜMLER : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği, suç tarihine göre ve katılan vekilinin temyiz isteğinin vekâlet ücretine hasredildiği belirlenerek dosya görüşüldü: 1- Tehdit suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilmez olduğu anlaşıldığından, tebliğnameye uygun olarak, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddeleri uyarınca, katılan ... ... vekilinin TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 2- Hakaret suçundan kurulan hükmün temyizinde; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; a- Devlet hastanesinin acil servisinde gerçekleşen olayda, suçun işlendiği yerin acil servisin hangi bölümünde olduğu ve bu yerin aleni olup olmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenip, sonucuna göre TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının hükümde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, b- CMK'nın 231/6. maddesi uyarınca, kasıtlı bir suçtan engel mahkumiyeti bulunmayan ve yeniden suç işlemeyeceği kanaatiyle hapis cezası ertelenen sanığın, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulup, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, “geçmişte işlediği kasıtlı suç nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği halde yeniden suç işlediğinden” biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, c- Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde: “Bu Yönetmelik kapsamında yapılacak hukuki yardıma bağlı olarak Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca lehe hükmedilecek vekâlet ücretleri hakkında 26/9/2011 tarihli ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14 üncü maddesi uygulanır” hükmü, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14. maddesinde ise: “(1) Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir. (2) İdareler lehine karara bağlanan ve tahsil olunan vekalet ücretleri, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idare hukuk biriminde fiilen görev yapan personele aşağıdaki usul ve sınırlar dahilinde ise ödenir.” Hükümleri düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler karşısında, katılanın Sağlık Bakanlığının görevlendirdiği vekil ile temsil edilmesi ve Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesi ile 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14. maddesi uyarınca idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı, sanık ... ... ve katılan ... ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.