Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16975 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 27095 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSuç : HakaretHÜKÜM : MahkumiyetYerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Oluşa uygun mahkeme kabulüne göre, sanığın 18.05.2011 tarihli dilekçe ile 27.09.2011 tarihli savcılık ifadesinde yargılandığı davaya bakan Ağır Ceza Mahkemesinin başkanı olan katılana yönelik tepkisel olarak söylediği "suç ortağı... ile isim ve adres bilgilerini mahkemede beyan etmeme rağmen mahkeme başkanı tarafından reddedildim,...'ın tarafsızlığını yitirdiğine inanıyorum, doğulu olmam nedeniyle bana gıcık kapıyor” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ...'in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.