MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozmaHÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Dosyada mevcut 11/10/2011 tarihli tutanağa göre .... rumuzlu .... kullanıcısı tarafından kullanıldığı değerlendirilen.....com adresli e-posta adresinin 13/10/2010 tarihinde .... IP adresi üzerinden oluşturulduğu, sanığa ait ....IP adresinden 18/04/2011 tarihinde ilgili e-posta adresine erişim yapıldığı, 78.191.174.200 IP adresinin belirlenen tarihte sanık adına kayıtlı ADLS hattı tarafından kullanılmasına rağmen, sanığın iş yerinde başka çalışanlarında olduğu ve bu hattın ortak kullanıldığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, cezalandırmaya yetecek yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden mahkumiyete dair karar verilmesi, Kabule göre de; Müştekinin cep telefonunu internet sitesinde yayınlayarak onun devamlı aranmasına neden olan IP kullanıcısı sanığın eyleminin TCK'nın 136. maddesinde düzenlenen verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgı ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına,yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.