MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaretHÜKÜMLER : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Sanıkların aşamalardaki beyanlarında polis memurlarınca darp edildiklerini belirtmeleri, bu savunmalarını destekler nitelikteki adli raporları ve sanıklar ile müştekiler arasında itişme yaşandığına ilişkin tanık beyanlarının bulunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak, sanıklar hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 29, hakaret suçundan aynı Kanunun 129. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, Kabule göre de; 2- TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiği kanuni ve yeterli gerekçe gösterilerek açıklanmalı, daha sonra da alt ve üst sınırlar arasında kanuni ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmeli, TCK’nın 3. maddesinde yer alan “suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur” ilkesi de gözetilmelidir. Bu itibarla, her ne kadar TCK'nın 125/3. maddesinde hapis cezasının alt sınırının 1 yıldan az olamayacağı düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin temel cezanın adli para cezası olarak seçilmesine engel olmayacağı gözönünde bulundurulmadan, sanıklar hakkında yeterli gerekçe gösterilmeden hakaret suçda temel ceza olarak hapis cezası tercih edilmesi, 3- Sanıkların adli sicil kayıtlarında kasıtlı bir suçtan üç aydan fazla hapis cezasına mahkumiyetleri bulunmaması karşısında, “yargılama sürecindeki davranışları” olumlu değerlendirilerek TCK'nın 62. maddesi uygulanmasına rağmen, “sanıkların daha önceden mahkumiyetleri olması, yargılama sürecinde pişmanlık göstermemeleri, bir daha suç işlemeyecekleri konusunda mahkemede olumlu kanaat oluşmadığından” biçimindeki kanuni olmayan ve takdiri indirim uygulamasıyla çelişkili gerekçeyle sanıklar hakkında TCK'nın 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, 4- TCK'nın 53/1-c maddesinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, 5- TCK'nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulama olanağının ortadan kalkmış olması, Kanuna aykırı ve sanıklar ... ve ... müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.